Tüm insanlığın ortak ve dokunulmaz mirası niteliğindeki kültürel miras alanlarının korunmasına yönelik çabalar yüzyılın başından bu yana birçok değerin kurtarılmasına vesile olmuştur. Günümüzde din, dil, ırk ayırımı olmaksızın insanın yeryüzündeki uzun hikâyesine ışık tutan tüm değerler uluslararası toplumun koruması altında

Su sporları, tüm dünyada denize, göle, akarsuyuna yakın şehirlerde, bunun olmadığı şehirlerde ise, yapay göl/su birikintilerinde sevilerek yapılan, ilgiyle izlenen aktivitelerin başında gelmektedir. Bu faaliyetler aynı zamanda şehrin çehresini değiştirmekte, üretimi çeşitlendirmekte, şehrin ve hatta ülkenin tanıtımına büyük katkı sağlamaktadır.

Doğal kaynakların hızla tükenmeye başladığı dünyamızda, bölgesel kalkınmanın gelecek nesilleri de içerecek şekilde değerlendirilmesi bir gereklilik haline geldi. Bunun için yerel kaynakların tüketimi değil, etkin kullanımı öne çıkıyor. Bu nedenle bölgesel kalkınma stratejileri artık sürdürülebilirlik çerçevesinde ele alınarak uzun vadeli

Türkiye, 2007 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu ile yeni bir dönüşüm süreci başlatmıştır. Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında; enerjinin etkin kullanılması, enerji israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynakları ile enerjinin kullanımında verimliliğin

Yenilik ve yaratıcılığın, bilgi ve teknolojinin, esneklik ve uyumlanabilirliğin öne çıktığı, küreselleşmenin istikametinin belirsizleştiği, kaynakların tükenmesine ve ekosistemin uyumlu işlerliğine ilişkin risklerin yükseldiği, iklim değişikliğinin etkilerinin belirginleştiği, uluslararası siyasi istikrarsızlık ve bölgesel krizlerin yaygınlaştığı bir dönemde, kentlerin geleceği tartışmaya açılmıştır.