/  Yeşil Büyüme   /  Türkiye’de Sanayi Sektöründe Su Kullanımı

Türkiye’de Sanayi Sektöründe Su Kullanımı

Özgen KÜÇÜKİL
Uzman
Yeşil Büyüme Politikaları Birimi
ozgen.kucukil@izka.org.tr

Kaynak verimliliği, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından doğal kaynakların sürdürülebilir olarak işlenmesi ve tüketilmesinin yanı sıra, üretim ve tüketim sırasında oluşan olumsuz çevresel etkilerin azaltılması olarak tanımlanmaktadır. Bu bakış açısıyla doğal kaynakların tüketimi incelendiğinde, mevcut su miktarı ile üretimde ve evsel kullanımda kullanılan su miktarı arasındaki oranın giderek arttığı görülmektedir. Bu nedenle pek çok sektör ve bölge açısından ortak bir problem olan “su tüketimi” bileşenine dikkat edilmelidir.

Sektörlere göre su kullanımı incelendiğinde, su tüketiminin en yoğun olduğu sektörün tarım olduğu görülmektedir. Tarımsal faaliyetler sırasında su tüketimi yoğun, kimyasal girdisi yüksek, bölgenin ekosistemine uygunluğu olmayan ürünlerin yetiştirilmesi kullanılan su miktarının artmasına yol açmaktadır. Tüketimi en çok etkileyen bir diğer faktör ise yanlış sulama uygulamalarının kullanılmasıdır. Aşağıdaki tabloda sektörlere göre su kullanım oranlarının senelere göre değişimi verilmiştir.

Tablo 1: Sektörlere Göre Su Kullanım Oranları (DSİ ve TÜİK)

Sulama oranları için DSİ, diğer oranlar için TÜİK verilerinden hareketle Türkiye’de 2018 yılı itibariyle çekilen suyun %71,4’ünün tarımsal sulamada, %18,3’ünün sanayide kullanıldığı, %10,2’sinin içme ve kullanma suyu olarak tüketildiği söylenebilir. Tarımsal sulamadan sonra suyun en çok sanayide kullanıldığı tablodan görülebilmektedir.

Sanayide kullanılan suyun tespitine ve kullanım oranlarının azaltılmasına yönelik birçok proje yapılmıştır. Bunlardan biri 2009 yılında altı AB ülkesinde kamu ve özel sektör iş birliği çerçevesinde yapılan “Üretimde Kaynak Verimliliği ve Geri Dönüşüm (REMake)” çalışmasıdır. Bu çalışma ile imalat sanayi işletmelerinin maliyetlerinin yaklaşık %40’ının hammadde, bunun da yaklaşık %50’sinin enerji ve su maliyetleri olduğu belirlenmiştir [1]. Mevcut iklim değişikliği ve su kıtlığı düşünüldüğünde, su tasarrufunun üzerinde durulması gereken bir konu olduğu ortadadır.

Bir diğer proje ise, UNIDO (Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü) tarafından gerçekleştirilen ve TTGV (Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı) ortaklığı ile yürütülen “Türkiye’nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi” başlıklı Birleşmiş Milletler Ortak Programı’dır. Program Haziran 2008’de başlamış olup program ile sanayide temiz üretim ve eko-verimlilik konularındaki kapasitenin geliştirilmesi, Seyhan Havzası’nda (Adana, Niğde, Kayseri) pilot uygulamaların yapılması ve ulusal bazda bu çalışmaların yaygınlaştırılması hedeflenmiştir. İklim değişikliğinin sanayi sektörünü etkileyecek en önemli etkisinin “kullanılabilir su miktarının azalması” olduğu öngörülmüş olup bu bakış açısıyla programın ana hedefi üretimde su tüketiminin azaltılması olarak belirlenmiştir [2].

Program kapsamında, belirlenen sektörlerden 6 adet firma seçilmiş ve temiz üretim yaklaşımı ile suyun tasarrufuna yönelik çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Soğutma proseslerinde su tasarrufuna yönelik hayata geçirilen uygulamalar ile üretimin bu aşamasında su tüketimi büyük oranda düşürülmüştür. Su soğutmalı pompalar yerine uygulanan hava soğutmalı pompalar ile ilgili proseslerde su tüketimi ortadan kaldırılmıştır. Su geri kazanım sistemleri kurularak atık su miktarları azaltılmıştır. Bu çalışmalar sonrasında seçilmiş olan bu 6 firmada toplamda 784.550 m3/yıl (%22) su tasarrufu sağlanmıştır.

2018 yılına ait TÜİK verileri incelendiğinde, sanayi sektöründe 2,9 milyar m3 suyun çekildiği görülmüştür. Verilere göre suyun çekildiği yerlere yönelik aşağıdaki tablo hazırlanmıştır [3]:

Tablo 2: Çekilen Su Oranları (TÜİK)

Suyun kullanımına yönelik OSB’ler (organize sanayi bölgeleri) incelendiğinde, 2018 yılında 185 milyon m3 suyun çekildiği ve bunun %44,9’unun kuyulardan elde edildiği görülmektedir. Suyun deşarj oranını öğrenmek için aynı verilere bakıldığında, Türkiye’de faal olan 223 OSB’nin 104’ünün atık su arıtma hizmeti verdiği, OSB’lerden toplamda 268 milyon m3 atık suyun oluştuğu ve prosesten çıkan bu suyun 252 milyon m3’ünün OSB bünyesinde bulunan arıtma tesislerinde arıtıldıktan sonra deşarj edildiği görülmektedir. OSB’ler tarafından deşarj edilen atık suyun çekilen sudan daha fazla olması, suyunu kendi imkanları ile temin eden işyerlerinin atık sularını OSB kanalizasyon şebekesine deşarj etmelerinden kaynaklanmaktadır. Detaylı oranlar için aşağıdaki tablolar incelenebilir.

Tablo 3: Suyun Arıtılma Durumu
Tablo 4: Deşarj Edilen Su Oranlarına Yönelik Tablolar

Suyun sanayide kullanımına yönelik çalışmalar incelendiğinde, ülke genelinde gıda, tekstil ve kimyasal ürünlerin imalatında; İzmir’de ise gıda ve tekstil alanlarında en çok sarf edildiği görülmektedir. Suyla ilgili veriler incelendiğinde, ülkemizde endüstriyel su yönetiminin yeterince başarılı olmadığı ve suyun sanayide verimli bir şekilde kullanılmadığı ortaya çıkmaktadır. Bunun en büyük sebebi ise, kullanılan kuyu suyunun maliyet kalemi olarak görülmemesi ve bilinçsiz bir şekilde kullanılmasıdır. Yeraltı suyu seviyesinde yaşanan kritik düşüşler nedeniyle su kullanımına yönelik önlemlerin alınması gerekmektedir.

Bu kapsamda sanayide su kullanımına yönelik alınabilecek tedbirlerin başlıcaları şunlardır:

•Yağmur suyunun toplanması ve kullanılması,

•Atık su geri kazanımı,

•Kuru proseslerin tercih edilmesi,

•Kimyasal kullanımının azaltılması,

•Yıkama, durulama işlemlerinin optimizasyonu,

•Soğutmada, kapalı çevrim sistemlerin ve soğutma kulelerinin kullanılması,

•Isıtmada, buhar sistemlerinin iyileştirilmesi, buhar geri kazanımı.

Temel olarak yapılması gereken, üretimde başta su olmak üzere, kaynak ve hammadde tüketiminin ve atık, atık su ve emisyonun azaltılmasına yönelik iyileştirmelerdir. Bu şekilde tasarrufa yönelik tedbirler ile sistemde daha az maddenin (su, hammadde, vb.) hareketi sağlanarak her türlü aktarma, ısıtma veya soğutma amaçlı kullanılan enerjide azalma yaşanacaktır. Daha az atık suyun arıtılması gerekeceğinden, arıtmada kullanılan enerji tüketimi de azalacaktır. Atık kaynağı azalacağından atık transferi sırasında harcanan enerjiden de tasarruf edilecektir [4].

Bütüne bakmak gerekirse, sanayide su kullanımı tarımda su kullanımına oranla daha azdır ancak kirlettiği su miktarı daha fazladır. Bu atıklar nedeniyle doğal su kaynakları da kirlenmektedir. Sanayinin harcadığı su tam olarak hesaplanamadığı için elde edilen verilerin de kesinliği bulunmamaktadır. Bu nedenle gelişmiş ülkeler su tüketim miktarı fazla olan ve üretim sonrasında su kirliliğine yol açan üretim sektörlerini diğer ülkelerden tedarik etmeyi tercih etmektedirler. Suyun öneminin bilincinde olarak üretimde su kullanımı mümkün olduğu kadar azaltılmalı, endüstriyel atık suyun arıtılarak tesis içinde geri çevrimi (aynı endüstriyel işletme içinde tekrar kullanımı) veya evsel atık su arıtma tesislerinden çıkan atık suyun arıtılarak endüstriyel işletmelerde kullanılmaya (soğutma suyu, proses suyu, kazan besleme suyu gibi) çalışılması gerekmektedir. OSB’lerde arıtılan suyun kalitesinin, su şebekesinden alınan su kalitesine yükseltilebilmesi için mikro arıtma sistemlerine yatırım yapılması beklenmektedir. Suyun geleceğini korumak için ortak yaklaşımla hareket edilmesi gerekmektedir.

İzmir’de Sanayide Su Kullanım Durumu

İzmir’de yeraltı su kaynaklarından ve barajlardan suyun temin edilme oranları aşağıdaki tabloda verilmiştir. Yeraltı suyunun neredeyse yarısının içme/kullanma suyu olarak kullanıldığı tablodan görülebilmektedir. Barajdan çekilen sular ise ağırlıklı olarak tarımda ve içme/kullanma suyu olarak kullanıldığı için tabloda bu bilgiye yer verilmemiştir. 

Tablo 5: İzmir’de Sanayi Sektörünün Su Kullanımına İlişkin Tablo

İzmir’de sadece Güzelhisar Barajı’ndan endüstri suyu ihtiyacı karşılanmaktadır. 2018 yılında Güzelhisar Barajı’nın 5.285.956 m3 olan su sarfiyatının 4.915.939 m3’ü endüstri, 370.017 m3’ü içme ve kullanma suyu olarak kullanılmıştır. İzmir’de bulunan diğer baraj ve kuyuların tamamının tarımsal sulama ve içme/kullanma suyu amaçlı kullanılması nedeniyle sanayi sektörü su ihtiyacını yeraltı su kaynaklarından karşılamaktadır (2.878.639 m3 /yıl).

Alternatifi olmayan suyun kısıtlı olduğu ve temiz su miktarının her geçen gün azaldığı bilinen bir gerçektir. İzmir için yaklaşık bir hesap yapılırsa kişi başına yıllık su miktarı 1.316 m3 olarak verilebilir. Bu değer de su kısıtı bulunan yerler için verilen 1.500 m3 değerinden düşüktür [5]. Bu durum İzmir’de su yönetiminin önemini ortaya koymaktadır. İzmir için temiz su ihtiyacını karşılamak üzere akılcı yatırımlara ve yeni su kaynaklarına acilen ihtiyaç vardır. İlgili kurum ve kuruluşlar mevcut su kaynaklarını en iyi şekilde yönetirken, gelecek için alternatif su kaynaklarını elde etmek için gerekli yatırımları geç olmadan yapmalıdır. Temiz suların evsel veya endüstriyel amaçlı kullanılmasından sonra oluşan atık suların arıtıldıktan sonra yeniden kullanılması, atık su yönetiminin olmazsa olmaz bir parçası olarak düşünülmeli ve bu yönde yatırımlar yapılmalıdır.

Kaynakça

  • [1] Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesi Projesi Sonuç Raporu, TÜBİTAK.
  • [2] Ekoverimlilik
  • [3] TUİK
  • [4] “Enerji Verimliliği ve Temiz Üretim”, Ferda Ulutaş, Anahtar Dergisi, 2012, sayı 277.
  • [5] 2018 Yılı Çevre Durum Raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü.

Tablolar için kaynaklar: “Sulama” rakamları için Kaynak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü (DSİ), bölümünden alınan yüzey ve yeraltı suyu miktarlarıdır. Diğer veriler için; TÜİK “Sektörel Su ve Atıksu İstatistikleri, 2018” Haber Bülteni, ve “Organize Sanayi Bölgeleri Su, Atıksu ve Atık İstatistikleri, 2018” Haber Bülteni’nden adreslerinden faydalanılmıştır.

İzmir özelinde hazırlanan tablo ve bilgiler için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2018 Yılı Çevre Durum Raporundan yararlanılmıştır.

Yorum Yaz