/  Sürdürülebilir Kalkınma   /  Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme” ve Covid-19 Süreci

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme” ve Covid-19 Süreci

Meltem ALTINAY
Uzman
Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birimi

meltem.altinay@izka.org.tr

2015 yılında kabul edilen, Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı tüm ulusları ekonomik refah, sosyal içerme ve çevresel sürdürülebilirliği barışçıl toplumlarla birleştirmeye yapılan bir çağrıdır. Bu kapsamda belirlene Amaç 8, hükümetleri ve politika yapıcıları yoksulluğa son vermek için ekonomik ve sosyal politikaları yeniden düşünmeye ve yeniden keşfetmeye teşvik etmeye çalışan bir amaçtır.

Amaç 8 – İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında 8. Amaç “İstikrarlı, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve herkes için insana yakışır işleri desteklemek” olarak belirlenmiştir. Amaç kapsamında belirlenen alt başlıklar ise şu şekilde sıralanmıştır.

8.1. Kişi başına düşen gelir artışının ulusal koşullara uygun olarak sürdürülmesi ve özellikle en az gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılada yıllık en az yüzde 7 oranında büyüme olmasının sağlanması

8.2. Yüksek katma değerli ve emek-yoğun sektörlere odaklanarak ve çeşitlendirme, teknoloji geliştirme ve yenilik getirme aracılığıyla ekonomik verimliliğin daha yüksek seviyelere çekilmesi

8.3. Üretim faaliyetlerinin, insana yakışır istihdam yaratmanın, girişimciliğin, yaratıcılık ve yenilikçiliğin desteklendiği kalkınma odaklı politikaların desteklenmesi ve finansal hizmetlere erişim yoluyla mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin resmiyet kazanmalarının ve büyümelerinin teşvik edilmesi

8.4. 2030’a kadar tüketim ve üretimdeki küresel kaynak verimliliğinin devamlı bir biçimde artırılması ve gelişmiş ülkeler başı çekmek üzere, Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim İçin 10 Yıllık Çerçeve Programı’na uygun olarak ekonomik büyümenin çevrenin bozulmasından ayrıştırılması için çaba gösterilmesi

8.5. 2030’a kadar gençler ve engelliler de dâhil bütün kadın ve erkeklerin tam ve üretken istihdama ve insana yakışır işlere erişimlerinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret ilkesinin tam olarak benimsenmesi

8.6. 2020’ye kadar işsiz ya da eğitim görmeyen gençlerin oranının önemli ölçüde azaltılması

8.7. Zorla çalıştırmayı ortadan kaldırmak, modern köleliği ve insan ticaretini sona erdirmek ve çocukların askere alınmaları ve asker olarak kullanılmaları da dâhil çocuk işçiliğinin en kötü türlerinin yasaklanmasını ve ortadan kaldırılmasını güvence altına almak için acil ve etkili önlemler alınması ve 2025’e kadar çocuk işçiliğinin her türünün sona erdirilmesi

8.8. Çalışanların haklarının korunması ve özellikle kadın göçmenler olmak üzere göçmen işçiler ve güvencesiz işlerde çalışan insanlar dâhil bütün çalışanlar için güvenli çalışma ortamlarının geliştirilmesi

8.9. 2030’a kadar istihdam yaratan ve yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden sürdürülebilir turizmin desteklenmesi için politikalar oluşturulması ve uygulanması

8.10. Herkesin bankacılık, sigorta ve finansal hizmetlere erişiminin teşvik edilmesi ve artırılması için yurt içi finansal kurumların kapasitelerinin güçlendirilmesi

Covid 19 Öncesi ve Sonrası

Covid 19 öncesi döneme bakıldığında tam istihdam ve insana yakışır iş hedefi ile belirlenen sürdürülebilir kalkınma amacı 8’in çok yavaş ilerleme kaydettiği görülmektedir. İstihdam artışı büyüyen iş gücünü karşılama konusunda yetersiz kalmış, küresel olarak işsiz kişi sayısı 2000 yılında 161 milyon iken bu rakam 2019 yılında 188 milyona çıkmıştır (UN/DESA,2021). 

İşsizlik rakamlarının oldukça yüksek olması, cinsiyetler arası ücret farklarının yüksekliği, genç ve/veya engelli kesimin tam istihdam bulmakta yaşadığı zorluklar salgın öncesi dönemde de gözlemlenen hususlar olup, ülkeler arasında ve ülkelerde bölgeler arasında büyük farklar bulunmaktadır.

                   Kaynak: Cambridge University Press, 2020

Ancak, işsizlik eğilimleri insana yakışır iş açıklarını tam olarak yansıtmamaktadır, çünkü tüm işler gelir güvencesi veya iyi çalışma koşulları sağlamamaktadır. Aslında, düşük gelirli ülkelerdeki işçilerin yüzde 66’sı da dâhil olmak üzere dünya çapında istihdam edilen tüm işçilerin beşte birinin 2019’da aşırı veya orta derecede yoksulluk içinde yaşadığı belirtilmektedir. (ILO,2020)

ILO hedeflere ulaşmak için çabaların hızlandırılması gerektiğini zaten belirlemişti ancak 2020’nin başından beri Covid 19 salgının küresel boyutta yaşattığı zorluklar ve bununla beraber gelen sosyal ve ekonomik krizler ile gelişen durumun etkilerini önlemek iyice zorlaşmıştır.

COVID ‑ 19 salgını, yoksulluk, gıda güvenliği, sağlık ve ekonomi ile ilgili hedefleri diğer hedeflere göre daha doğrudan ve olumsuz etkilemiştir. 2030 Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları perspektifinden bakıldığında, küresel salgın, “tam ve üretken istihdam” ve “herkes için insana yakışır iş” elde etme yolunda ciddi zorluklar ortaya koymaktadır.

Salgının yayılmasını olabildiğince kontrol altında tutabilmek için “sosyal mesafelendirme” adı altında tüm ülkelerde ekonomik faaliyetlere, dozu gerek ülkeden ülkeye, gerekse zaman içinde değişen kısıtlamalar getirilmiştir. Bu kısıtlamaların sonucunda ciddi üretim ve gelir kayıpları ortaya çıkmış, ulusal ekonomilerde farklı boyutlarda daralmalar gerçekleşmiştir. Ekonomik daralma da kaçınılmaz olarak ciddi istihdam kayıplarına neden olmuştur.(Gürsel, Uysal ve Şahin,2021)

COVID-19’un sağlıkla ilgili, ekonomik ve sosyal etkileri dünya çapında önemli sayıda işçiyi uzun vadeli geçim kaynaklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. ILO’nun en son tahminlerine göre kriz, 2020’de, 255 milyon tam zamanlı işe eşdeğer, küresel çalışma saatlerinde yüzde 8,8’lik bir kayıpla sonuçlanmıştır (ILO, 2021).

Bazı işçiler işsizler saflarına katılıp iş ararken, birçoğu da işgücünü tamamen terk etmiştir. Genellikle kayıt dışı ekonomide, düşük vasıflı işlerde çalışan kadınlar, gençler ve işçiler diğer gruplardan daha fazla etkilenmiştir. İşgücü piyasalarındaki sıkıntı ne kadar uzun sürerse, etkilenen işçiler, aileleri ve toplulukları, uzun süreli yoksulluk içinde sıkışıp kalma riskiyle o kadar fazla karşı karşıya kalmaktadır. Gençler için bu kriz; becerilerinde, kariyer yollarında ve motivasyonlarında izler bırakacaktır. İhtiyaçlarını gidermek için hızlı adımlar atılmadıkça, kayıp genç nesle yol açabilir. (UN/DESA,2021)

Covid 19 salgınının Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları üzerindeki kısa dönemli etkisine bakıldığında, Amaç 8 için etkinin ‘yüksek derecede olumsuz etki’ olarak nitelendirildiği görülmektedir. Etkiler şu şekilde sıralanmaktadır(Cambridge, 2020):

  • Dünyanın tüm bölgelerinde ekonomik kriz,
  • Ticarette kesinti,
  • Kitlesel işsizlik
  • İşletme kapanışları / iflaslar
  • Turizm faaliyetlerinde keskin düşüş
  • Büyük kamu açıkları

İşgücü koruma yasalarının kuvvetli olmadığı ve yüksek maliyetler nedeniyle önleyici tedbirlerin öncelik olarak görülmediği ülkelerde, kötüleşen etki giderek artan endişe ve strese neden olmaktadır. (Gülseven, Alharmoodi, Alshomali, Alfalasi, 2020)

Covid 19 salgını ülkelerin sürdürülebilir ve dayanıklı bir ekonomik sisteme geçmediği sürece sistematik krizlerin kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.

Genel Değerlendirme

Amaç 8, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve herkes için insana yakışır işi teşvik etmeye çalışmaktadır. Bu açılardan bakıldığında; Covid 19 salgının ülkeden ülkeye farklı etkileri olması ile beraber sektörden sektöre ve farklı çalışan grupları arasında da etkilerinin değiştiği görülmektedir.

Bununla birlikte, krizin insana yakışır işler üzerindeki kesin etkileri ile sürmekte olan halk sağlığı ve ekonomi ile ilgili gelişmeler göz önüne alındığında, Amaç 8’e ulaşmaya yönelik ilerleme belirsizliğini korumaktadır. Krizin, çalışanların temel haklarının tanınması ve sosyal koruma programlarının güçlendirilmesi gibi olumlu gelişmeleri de teşvik ettiğine dair bazı işaretler olsa da, diğer alanların 2030 hedeflerine ulaşmak için her düzeyde sürekli ve hızlandırılmış bir çaba gerektireceği açıktır. (ILO,2021)

Daha fazla sayıda insanın üreterek ekonomiye katkı sağlaması ve ülke kalkınmasının hızlandırılması toplumun tamamına fayda sağlayacaktır. Üretken istihdam ve “insan onuruna yakışır” işler adil bir küreselleşme ve yoksullukla mücadele için anahtardır (UNDP Türkiye, 2021).

Bu noktada özellikle gençlere insan onuruna yakışır iş sağlayacak dönüşümü yaratmak için mümkün olan en kaliteli eğitime ve öğrenime yatırım yapılması, gençlere istihdam piyasasının taleplerine uygun beceriler kazandırılması, sosyal koruma hizmetlerine erişimlerinin sağlanması gerekmektedir. Böylece gençler cinsiyete, gelir seviyesine ve sosyo-ekonomik altyapılarına bakılmaksızın üretken istihdamda yer almaya yönlendirilebilir (UNDP Türkiye, 2021).

Bu noktada politika belirleyicilerin ve uygulayıcıların sürdürülebilir ve insan merkezli ekonomik yapılar oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapması önem arz etmektedir. Özellikle insan onuruna uygun iş imkânlarının arttırılarak gençlerin ve kadınların ekonomik olarak daha güçlü kılınması orta ve uzun vadede kalkınmaya önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.

Kaynakça:

Yorum Yaz