İklim Değişikliğinin Gıda Güvencesi Üzerine Etkileri
Tuba TOL
Uzman
Proje Uygulama ve İzleme Birimi
tuba.ozakcan@izka.org.tr
Son yıllarda iklim değişikliğinin insan ve doğa sistemleri üzerindeki etkileri daha açık bir şekilde gözlenmeye başlanmıştır. Bu etkiler küresel ölçekte gerçekleşme sıklığı ve yoğunluğu giderek artan sıcaklık dalgaları, kuraklıklar, orman yangınları, kasırgalar, seller, siklonlar olarak sıralanabilir (Karapınar ve ark.,2020). Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC,2018)’nin son raporunda 2050 yılı için sıcaklık artışlarının 2.5-3°C civarında olacağı, yüzyıl sonunda ise bu artışların 6°C’ye ulaşacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de iklim değişikliği etkileri olarak önümüzdeki yıllarda aşırı sıcak günlerin sayısında ve sıklığında artışlar gözlenecektir. 2041 yılına kadar sıcak hava dalgalarının Türkiye’nin güney enlemlerinden kuzeyine doğru artış göstermesi ve 2041 yılından sonra ise Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde sıklık ve şiddetini artırması beklenmektedir. Mevsimler değerlendirildiğinde, kış, ilkbahar ve yaz mevsimlerindeki yağışlarda bir düşüş olacağı, sonbahar, kış ve ilkbahar mevsimlerindeki yağış ekstremlerinde ise artışların gerçekleşeceği tahmin edilmektedir ( Sen vd., 2012; IPCC, 2013; Turp vd., 2014; TGDF, 2017).
Mevsimlerdeki bu değişiklikler sonucu artan sıcaklık ve azalan yağış nedeniyle, kuraklık olaylarının şiddet, sıklık ve süresinde de artışlar meydana gelecektir. Bu değişimler Türkiye üzerinde bir su stresinin oluşmasına sebep olarak gösterilebilir. Su stresi, canlıların ihtiyaçları olan suyu alamadıkları zaman gösterdikleri büyüme ve gelişme durgunluğu ya da yıllık içme suyu miktarının kişi başına 1.700 metreküpün altına düştüğü (1.000-1.700 m³/kişi) iklim koşulları olarak tanımlanabilir (TGDF, 2017). Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) tarafından listelenen su stresi yaşayan ülkeler sıralamasında Türkiye, 164 ülke içerisinde 32. sıradadır ve bu durum Türkiye’nin “yüksek seviyede” su stresi altındaki ülkeler arasında yer aldığını göstermektedir (WRI, 2020).
Tüm insanların kendi beslenme gereksinimlerini karşılamak üzere her an yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik olarak ulaşabilmesi, gıda güvencesi, terimiyle tanımlanmaktadır (World Food Summit, 1996). Bu bağlamda İklim değişiklikleri sonucu oluşan su stresi ve kuraklık risklerinin Türkiye tarımı ve gıda güvencesi açısından önemli bir tehdit oluşturacağı söylenebilir. Yapılan çalışmalarda artan su ve ısı stresinin çiftlik hayvanlarını da olumsuz olarak etkilediği gözlemlenmiştir. Bu çalışmalar, süt ineklerinde oluşan stresin ekonomik kayıplar ve hayvan ölümlerindeki artışlardan sorumlu olduğunu göstermiştir (Vitali vd., 2009). İklim değişiklikleri tarımsal ürünlerin yetişme bölgelerindeki böceklerin tür ve hastalıklarının coğrafi dağılışını ve alanlarını da etkileyebilir. Zararlı türlerin göçleri artan yüzey sıcaklıkları nedeniyle hızlanabilir (Hellman vd., 2008).
Tarım, iklim değişikliğinin etkilerinin en fazla gözlemlendiği ekonomik sektörlerin başında gelmektedir. Yapılan araştırmalar sıcaklık artışlarının etkilerinin tek yıllık ve çok yıllık bitkilerde, bölgesel farklıklara rağmen, giderek arttığını ve iklim değişikliğinin tarım ürünlerinin fenofazlarında şimdiden kaymalara sebebiyet vererek verim kayıplarına neden olduğunu göstermektedir. Bu verim kayıpları yerelde üretim şekillerini ve ürün desenleri de etkilemektedir (Karapınar vd., 2020).
2010–2035, 2035–2060 ve 2060–2099 dönemleri için tarım bitkilerinde iklim değişikliğine bağlı verim ve sulama gereksinimlerindeki değişimlerin mekânsal modelleri Şekil 1’de verilmiştir. Bu mekânsal modellere göre (Dudu vd.,2018);
2010-2035 yılları arasında Türkiye’nin batı bölgelerinde ilk dönemde verim artmakta ve sulama ihtiyacı azalmaktadır. Türkiye’nin iç bölgelerinde ise sulama gereksinimlerinin daha düşük olması sebebiyle verimdeki değişimin daha az olması beklenmektedir. Türkiye’nin doğu kesimlerinde ise ilk dönemden itibaren artan su ihtiyacı ve azalan verim görülmesi muhtemeldir.
İklim değişikliğinin bölgesel etkileri 2035-2060 yılları arasında önemli ölçüde farklılaşmaya başlamaktadır. Kıyı bölgelerinde, Trakya dışında, önemli verim değişiklikleri görülmez ve bu bölgelerde sulama ihtiyacı çok az artmaktadır. Ülkenin doğu kesimleri, daha düşük verim ve daha yüksek sulama gereksinimleri ile tarımsal üretim sürekliliği açısından biraz daha kritik hale gelmektedir. Bununla birlikte, iç bölgeler de iklim değişikliğinden büyük ölçüde etkilenmektedir. İlk dönemde sulama suyu ihtiyacındaki azalma eğilimi tamamen tersine dönerek, bazı illerde ortalama verim kaybı % 10’u aşma potansiyeli taşımaktadır.
İklim değişikliğinin etkilerindeki farklılık kuzey-güney ekseninde doğu-batı eksenine göre daha belirgin hale gelmektedir. Ayrıca, ilk iki dönemde verim ve sulama gereksinimlerindeki değişiklikler yaklaşık olarak aynı mekânsal modeli takip etmesine rağmen, üçüncü dönemde tamamen farklı modeller izlemektedir. Sulama ihtiyacındaki artış kuzey bölgelerde, özellikle orta bölgelerde ve Trakya’da daha fazladır. Genel olarak iklimsel etkiler 2060’lardan sonra daha önemli ve kritik hale gelmektedir.
Ortalama sıcaklıktaki artışın 2 °C’nin altında olduğu iklim değişikliğinin ilk aşamalarında tarımsal üretim için teknik koşulların daha elverişli olduğu fakat iklim değişikliğine bağlı sıcaklık arttıkça tüm bölgelerin bu değişikliğinden olumsuz olarak etkileneceği söylenebilir. Verimde gözlenen değişim, iklim koşullarındaki değişimden daha yüksektir. Bu da, tarımsal üretimin iklim değişikliğinin getirdiği risklere daha yatkın olduğunu göstermektedir.
Dellal vd.,(2019) çalışması ile iklim değişikliğinin Türkiye tarımı üzerindeki etkilerini geniş çaplı bir ürün kapsamıyla (buğday, arpa, yulaf, mısır, ayçiçeği, baklagiller, pirinç, şekerpancarı, pamuk , süt üretimi) biyofiziksel ve ekonomik modeller kullanarak incelemiştir.
Yapılan projeksiyonlar çerçevesinde, 2050 yılında ürün veriminin buğday, arpa, çavdar, yulaf için % 8, mısırda % 12, ayçiçeğinde % 7, bakliyatta (kuru fasulye, nohut, yeşil ve kırmızı mercimek) % 7, pirinç için % 13, şeker pancarı için % 10, pamuk için % 3 ve süt üretimi için % 12 oranında düşeceği tahmin edilmektedir (Şekil 2).
Mahsul verimi düştükçe ürün fiyatlarının da artması beklenmektedir. 2050 yılında fiyat artışlarının buğday, arpa, çavdar, yulafta % 10, mısırda % 13, ayçiçeğinde % 6, baklagillerde ise (kuru fasulye, nohut, yeşil ve kırmızı mercimek) % 9 oranında olması öngörülmektedir (Şekil 3). Üretimdeki düşüşün ve gıda fiyatlarındaki artışın, özellikle düşük ve orta gelirli gruplar için gıdaya erişimde ciddi bir tehdit olacağı tahmin edilmektedir.
Türkiye’de iklim değişikliği üzerine yapılan çalışmalar sonucu görüldüğü üzere gelecek yüzyılda ülkemizi daha kurak ve sıcak günler beklemektedir. Gıda güvenliği açısından tehdit oluşturan bu durum karşısında iklim değişikliğine yönelik politika çalışmalarının bölgelere özgü, çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla ele alınmış bir şekilde orta ve uzun vadeli olarak tasarlanması ve dikkatle uygulanması gerekmektedir. Bunların dışında ülkemizde iklim değişikliğine uyum ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltma konusunda yapılan bilimsel çalışmaların artması ve toplumdaki tüm paydaşların bu konu üzerinde işbirliği içerisinde çalışması önem arz etmektedir.
Kaynakça
- Dudu, H. and Çakmak, E. H. (2018) “Climate change and agriculture: an integrated approach to evaluate economy -wide effects for Turkey, Climate and Development,” 10:3, 275-288
- Dellal. İ., Unüvar F. İ. 2019. Effect Of Climate Change On Food Supply Of Turkey. Journal of Environmental Protection and Ecology, 20(2), 692-700.
- Hellmann, J.J., J.E. Byers, B.G. Bierwagen, J.S. Dukes. 2008. Five potential consequences of climate change for invasive species. Conservation Biology, 22, 534-543.
- Intergovernmental Panel on Climate Change. (2013). Climate change 2013: the physical science basis. Contribution of working group I to the fifth assessment report of the Intergovernmental Panel on Climate Change. Cambridge, United Kingdom and New York, NY, USA: Cambridge University Press.
- Intergovernmental Panel on Climate Change. (2018): Summary for Policymakers. In: Global Warming of 1.5°C. An IPCC Special Report on the impacts of global warming of 1.5°C above pre-industrial levels and related global greenhouse gas emission pathways, in the context of strengthening the global response to the threat of climate change, sustainable development, and efforts to eradicate poverty [Masson-Delmotte, V., P. Zhai, H.-O. Pörtner, D. Roberts, J. Skea, P.R. Shukla,A. Pirani, W. Moufouma-Okia, C. Péan, R. Pidcock, S. Connors, J.B.R. Matthews, Y. Chen, X. Zhou, M.I. Gomis,E. Lonnoy, T. Maycock, M. Tignor, and T. Waterfield (eds.)]. In Press.
- Karapınar, B., Özertan, G., Tanaka, T., An, N., Turp T. (2020) “İklı̇m Değı̇şı̇klı̇ğı̇ Etkı̇sı̇ Altında Tarımsal Ürün Arzının Sürdürülebı̇lı̇rlı̇ğı̇” (Sustainability of Agricultural Product Supply Under Impact of Climate Change), Yayın No: TÜSİAD-T/2020-03/616.
- Sen, B., Topcu, S., Türkeş, M., Sen, B., & Warner, J. F. (2012). Projecting climate change, drought conditions and crop productivity in Turkey. Climate Research, 52, 175–191.
- TGDF (2017) “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Tarımda Sürdürülebilirlik,” Türkiye ve Gıda İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu.
- Turp, M. T., Öztürk, T., Türkeş, M., & Kurnaz, M. L. (2014). RegCM4.3.5 bölgesel iklim modelini kullanarak Türkiye ve çevresi bölgelerin yakın gelecekteki hava sıcaklığı ve yağış klimatolojileri için öngörülen değişikliklerin incelenmesi. Ege Coğrafya Dergisi, 23(1), 1-24.
- Vitali, A., M. Segnalini, L. Bertocchi, U. Bernabucci, A. Nardone, N. Lacetera. 2009. Seasonal pattern of mortality and relationships between mortality and temperature-humidity index in dairy cows. Journal of Dairy Science, 92(8), 3781-3790.
- World Food Summit,1996
- WRI. (2020). Aqueduct country rankings