/  Sürdürülebilir Kalkınma   /  Bir Kentin Elinden Kayıp Gitmemesi Gereken Değer: Geçmişten Günümüze Basmane Çukuru-1

Bir Kentin Elinden Kayıp Gitmemesi Gereken Değer: Geçmişten Günümüze Basmane Çukuru-1

Korhan MANGIR
Uzman
Proje Uygulama ve İzleme Birimi

korhan.mangir@izka.org.tr

Kentlerin yaşayan organizmalar olduğundan bahseden Aldo Rossi “Şehrin Mimarisi” kitabında kentlerin de zaman içerisinde büyüyerek, bir bilinç ve hafıza edindiğini aktarmaktadır (Rossi, 2006). Bu kentsel belleğin oluşmasına katkı koyan doğal bir süreçtir. Kentlerin yaşamında ve gelişmesinde zaman ve mekan anlamında tarihsel süreçte yaşanan değişimler ve dönüşümler, kente dair algılar kent gelişimini etkilemektedir. Kentlerin belleği dinamiktir ve her gün yinelenir, tazelenir. Kentlerin belleğinde her zaman simge yapıların yer etmediği bazen bir boşluk ya da yapılaşmamanın da aynı şekilde kent belleğine katkı koyduğu görülmektedir. Bu bazen olumlu olarak değerlendirilse de çoğunlukla kente olumsuz katkısıyla gündeme gelmektedir. Bu yazının konusu olan ve kamuoyunda “Basmane Çukuru” olarak da bilinen alan yaklaşık kırk yıldır kentin belleğinde çoklukla da olumsuz bir şekilde yer etmiştir (Fotoğraf 1).

Fotoğraf 1: Alan Genel Görünüşü

Bu yazı; kamunun mülkiyetinde olan ve yıllarca belediye garaj alanı olarak kullanılan, zamanında kentin merkezinde olağanüstü hareketliliğe sahip alanın bugün nasıl çukur haline geldiği ve çukurdan çıkış için öneriler ortaya koyma çabasını içermektedir. Yazı iki bölümde ele alınarak, öncelikle kişi ve kuruluşlardan bağımsız olarak alanın kronolojik tarihi ve alanda yapılan çalışmalar aktarılacak sonrasında ise çözüm olabilecek olası senaryoların üzerinde durulacaktır.

Alanın Tarihçesi

Tapunun 23MIId pafta, 1039 ada 8 parselinde kayıtlı alan; Konak ilçesi, İsmet Kaptan Mahallesinde, Dokuz Eylül (Basmane) Meydanı, Dr. Refik Saydam Bulvarı, Hürriyet Bulvarı ve 1362 sokak arasında kalmaktadır. 20.866,10 m² büyüklüğündeki alan kırk yıldır birçok planlama girişimine, iki protokol anlaşmasına ve iki proje yarışmasına karşın yapılaşamamış ve bugün göle dönüşmüş bir halde kentin merkezinde yer almaktadır (Fotoğraf: 2).

Fotoğraf 2: Çevresiyle Birlikte Alanın Günümüzdeki Durumu

1997 yılına kadar kamu mülkiyetinde bulunan alan bir protokol ile kısmi bir şekilde özelleştirilmiş, ardından bu protokolün getirdiği planlama süreçleri, yargıya taşınan itirazlar, sonradan dahil olan taraflar ile çözüme ulaşamamış ve kentsel bir soruna dönüşmüştür. Alan; konumu, değeri, geçmişi ve geleceği ile sadece protokol veya mülkiyete konu tarafları ile değerlendirilemeyeceği gibi aslında tüm İzmir’in sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

1920’lerden bugüne çeşitli planlar, plan değişiklikleri kabul edilmiş, ancak alanın geometrik şekli ve boyutu hiçbir zaman değişmemiştir (Şekil 1 ve 2). Ancak kullanım kararları açısından incelendiğinde, hem kamunun hem özel sektörün hem de yargının alana sürekli olarak doğrudan ya da dolaylı bir şekilde müdahalede bulunduğu görülmektedir.

Şekil 1: Alanın 1932 Yılı Plandaki Durumu
Şekil 2: Alanın Günümüzdeki Durumu

1980 Öncesi Alanda Kamu Kullanımı:

1922 büyük İzmir yangını sonrası kentin merkezinde yaklaşık 300 hektarlık alanda 25 binden fazla bina kül olarak geriye devasa bir enkaz bölgesi kalmıştır. Şehrin büyük kısmını kaplayan yangın alanı, Cumhuriyet sonrası modernleşme döneminin ilk şehir plancılığı örneklerinden biri olarak Fransız Beaux Arts Okulu’nun öğretileri doğrultusunda şehir plancıları Raymond Danger, René Danger ve Henri Prost tarafından bir bütün olarak yeniden ele alınmış, alanın da içinde olduğu üst ölçekli planlama kararlarının temeli atılmıştır.

Savaş sonrası oluşturulan Kültürpark ile ilişkili olarak kent merkezinde hem şehir içi hem de şehir dışı otobüslerin ihtiyacını karşılamak amacıyla alanda garaj yapımına 1936 yılında başlanmış, 1939 yılında da Fransızcasından esinlenerek “Santral Garaj” olarak hizmet vermeye başlamıştır (Fotoğraf 3-4).

Tüm şehri kapsayan ilk planlama çalışması ise 1951 yılında düzenlenen yarışmayla olmuştur. Yarışma sonucu Kemal Aru ve ekibi tarafından hazırlanan 1/2000 ölçekli nazım imar planı 1955’te onaylanmıştır. Bu çalışmada alan ve çevresi, üzerinde ulaşım fonksiyonlarının devam ettiği “Ticaret Alanları” olarak planlanmıştır.

1973 yılında İmar ve İskân Bakanlığı tarafından onaylanan ilk kapsamlı İzmir Metropoliten Alan nazım imar planında alan ve çevresi “Bölgesel-Kentsel Aktivite Merkezi” olarak planlanmıştır. Bu planda aynı zamanda Kültürpark’tan fuar işlevinin çıkarılarak Çiğli’de 300 hektarlık alana, garajın da Halkapınar’a taşınması öngörülmüştür. Bu planın uygulama imar planları ise hazırlanmamıştır.

Fotoğraf 3-4 : Alanın 1970’li yıllardaki Kullanımı

Halkapınar şehirlerarası otobüs garajının 1975 yılında hizmete açılması, alanda hizmet veren garajın Halkapınar’a taşınması sonrasında bu alan, ESHOT’un otobüs garajı olarak hizmet vermeye başlamıştır. 80’li yılların sonuna kadar da otobüs garajı olarak hizmet vermeye devam etmiştir (Fotoğraf 5). Şehirlerarası garajın taşınması sonucu bölgede hareketin ve ticaretin azalması nedeniyle çöküntü alanına dönüşme süreci başlamıştır.

Fotoğraf 5: ESHOT Garajı Olarak Alan

1980’ler ve Sermayenin Kentleşmesi:

Alanda 1981 yılında yapılan zemin ve altyapı çalışmaları sonrasında 1982 yılında “Çalışma Alanları” plan kararı ile ileride birçok planda görülecek “Özel Projesine Göre Uygulama Yapılacaktır” ibaresi ile 1/5000 ölçekli paraflı plan onanmış ancak bakanlık onayı alınmamıştır. Planda başka yapılaşma koşulu getirilmemiş, detayların özel proje ile belirlenmesi istenmiştir.

1983’te İzmir Belediyesi tarafından alanda serbest, ulusal ve tek kademeli “İzmir Turizm ve Ticaret Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması” ilan edilmiştir[1]. Yarışma şartnamesinde toplam inşaat alanı 97 bin metrekareyi aşamayacak şekilde detaylı metrajlarla tanımlanmış; 1000 yatak kapasiteli 5 yıldızlı otel, otel ile birlikte ve ayrı çalışabilecek bir kongre merkezi, iç ve dış pazara hizmet verecek bir ticaret merkezi, 500 araçlık otoparkın tasarlanması istenmiştir. Alanın Kültürpark’a yakın olması ve buradan faydalanması öngörüldüğü için alanda başka yeşil alan ayrılmasına gerek görülmemiş, ulaşım planlaması da yarışmacılara bırakılmıştır. Bu tavır hem Kültürpark’a hem de alana ilişkin önemli dönemeçlerden olmuştur. Alanın çöküntü halinden cazibe merkezine dönüşmesi amacıyla, fuar işlevinin Çiğli’ye taşınmasını öngören bir plan kararı bulunmasına karşın alanın Kültürpark olanaklarından faydalanması tanımlanmıştır (Fotoğraf 6).

Fotoğraf 6: Alanın Panoramik Fotoğrafı (1983 Yarışma Şartnamesinden)

Aynı yarışmanın soru-cevap kısmında alanın çevresinde 5-6 katlı yapılaşma olmasına rağmen yüksekliğin serbest bırakılması, kat sınırlamasının olmaması ve Dr. Refik Saydam Bulvarı’nın araç trafiğine açık kalması gibi kararlar getirilmiştir.

Yarışma süreci devam ederken 1984 yılında İzmir büyükşehir statüsünü kazanmış ve hemen sonrasında Zafer Koçak ve Kemal İpek’in yükseklik sınırlaması olmamasına rağmen çok katlı olmayan, girişini Kültürpark’a yönlendiren projesi birinci seçilmiştir[2]. 1985’te yarışmayı kazanan projenin kitle etüdü 1/1000 ölçekli uygulama imar planına işlenerek plan kararı haline getirilmiş, “özel projesine göre uygulama yapılacaktır” notu eklenmiştir.

Şekil 3-4: 1983 Yılı Mimari Proje Yarışmasında 1. Seçilen Proje

Askeri dönemin sona ermesine, yeni bir yerel yönetim modeli olarak büyükşehir kanunu çıkmasına ve buna göre belediye başkanı seçilmesine, onaylı bir plana dayalı hazır bir proje gibi uygulamaya yönelik koşulların hazır olmasına rağmen seçilen proje uygulanmamıştır. Belediye projeyi uygulamak yerine belediye mülkiyetinde bulunan alanda 100.000 m² kapalı hacmi olan “Turizm ve Ticaret Merkezi İnşaat ve İşletme” işi için teklif alınacağını ilan etmiştir[3]. İşi üstlenenlere belediye tarafından herhangi bir para ödenmeyeceği, yapılacak inşaatta ve işletmede belediyeye kalacak hisse veya diğer esasların teklifte ayrıntılı olarak belirtileceği ve belediyeye en fazla menfaati sağlamayı kabul edenlerin tercih edileceği belirtilerek, hisse paylaşımına dayalı yap-işlet sistemi yapılması planlanmıştır.

Sadece iki firmanın teklif verdiği ihaleyi kazanan yatırımcı, yatırım için uygun olmadığını düşündüğü yarışma birincisi projeyi değiştirmek için proje müellifi mimarlardan muvafakat almadan Fransız mimar Pierre Parat’a yeni bir proje hazırlatmıştır. Bu proje değişikliğin uygulanabilmesi için 1/5000 nazım planda değişiklik gerekmemiş ancak 1/1000 uygulama imar planında ise yarışma birincisi projenin kitlesi işlenmiş olduğundan değiştirilmesi zorunlu olmuştur. 1986 yılında Konak Belediyesi tarafından hazırlanan “İzmir Turizm ve Ticaret Merkezi” uygulama projesinde değişiklik yapılmasına yönelik uygulama imar planı değişikliği İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından onaylanmıştır. Bu onay ile proje kitlesi plandan kaldırılmış, yükseklik serbest bırakılmış, alana özel proje geliştirilmesi kararı getirilmiş, alanda yarışmadan kalan 5 emsal karşılığı 105.000 m² inşaat alanı yapılaşma kararı olarak plana işlenmiştir.

1987 yılında Mimarlar Odası projenin usulsüz hazırlanması, yarışmayı kazanan mimarların müelliflik haklarının ihlal edilmesi, yabancı mimarlara iş vermenin haksızlık oluşturması iddialarıyla mahkemeye başvurmuştur. Danıştay’ın birincilik kazanan projenin uygulanması gerektiğine karar vermesi sonrasında da yatırımcı kendi hazırlattığı projeyi uygulamaktan vazgeçmiştir.

1989 yılında yapılan yerel seçimlerden 3 gün önce 1973 İzmir Metropoliten Alan nazım imar planını revize eden 1/25.000 nazım imar planı revizyonunu büyükşehir belediyesi tarafından onaylanmasıyla Çiğli’de yapılması düşünülen fuar alanı konut alanına dönüştürülmüş, bu karar sonucunda fuar işlevi Kültürpark’ta devam etmek zorunda kalmıştır.

1990’lar ve Alanın Kamudan Özele Mülkiyet Geçişi:

1990 yılında alanı da kapsayacak biçimde asıl kaygısı Kültürpark olan ulusal ve tek kademeli “Uluslararası İzmir Fuarı Kültürpark Düzenleme ve Mimari Proje Yarışması” düzenlenmiştir. Şartnameye göre Kültürpark içinden uluslararası fuarın çıkarılarak; yeşil alan, sanat, kültür, spor, eğlence gibi aktivitelerle tanımlanması ve Dr. Refik Saydam Bulvarı’nın trafikten arındırılması suretiyle Kültürpark’ın gerçek bir rekreasyon alanına dönüştürülmesi amaçlanmış, buna çözüm olarak da yapılaşma için Kültürpark’ın yanındaki alan işaret edilmiştir.

Fotoğraf 7: 1990 Yarışmasında Fuara Eklenerek Uluslararası Borsa, Eğlence, Konaklama Tesisleri Yapılması Planlanan ve Otobüs Garajı Olarak Kullanılan Alan.

İzmir 1 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu (KTVKK), 1991 yılında Kültürpark’ı 2. derece doğal sit alanı ilan etmesi üzerine İBB, KTVKK’na yarışma ile ilgili sorduğu sorunun ardından KTVKK yarışma alanının 3 bölgeye ayrılmasına ve bazı yapılaşma koşulları getirilmesine karar vermiştir. Buna göre Kültürpark A bölgesinde, Fuar Kompleksi B bölgesinde, alan ise C bölgesinde “Otel ve Kongre Merkezi” işlevi kazanarak 1991 yılında 1/5000 ölçekli nazım imar planında onaylanmıştır. Uygulama imar planı ise sadece A ve B bölgeleri için onaylanmış, alanın yer aldığı C Bölgesi “Alsancak Turizm Merkezi” sınırları içinde yer aldığı ve planlama yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda olduğu için uygulama imar planı hazırlanmamıştır (Şekil 5). Bir yerel yönetimin tanımlı görevleri arasında yer almayan emtia borsası, menkul kıymetler borsası, otel, kongre merkezi, açık sergileme alanları ile rant tesisleri yapılmak istenmesi alanda kullanım kararı değişikliği gerektirmiştir. “Alsancak Turizm Merkezi” içinde kalan alanın planlama yetkisinin 1993 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile iptal edilmesi sonrasında belediye alanda yeniden imar planı yapma yetkisine sahip olmuştur.

Şekil 5: A, B, C Bölgelerinin Onaylandığı Plan

Yarışma sürecinde alandan çok, Kültürpark’ta yapılacak uygulamalara yönelik yoğun tartışmalar yaşanmıştır.  Mimarlar Odası yarışmanın iptali için açtığı dava nedeniyle yarışma ertelenmiş, yürütmenin durdurulması talebinin reddedilmesi üzerine tekrar başlayan ve gerek kapsam gerekse ilgi alanı itibariyle meslekler arası işbirliğini gerektiren yarışmayı 20 Aralık 1990 tarihinde Şükrü Kocagöz, Merih Karaaslan ve Mürşit Günday’ın projesi kazanmıştır (Şekil 6-7).

Şekil 6: 1990 Yılında Yarışmayı Kazanan Proje Vaziyet Planı

Bu projede alan, Kültürpark ile bir bütün olarak ele alınmış, otel ve ticaret bu bölgede planlanmış ve Kültürpark’a yaya geçişi sağlanmıştır. Belediye projeden gelen kararların uygulanmasına önceliği Kültürpark’a vererek burada yıkımlarla başlamış ancak muhtemel yetersiz bütçe nedeniyle alanda tanımlanan yapıları yapmamıştır.

Şekil 7: 1990 Yılında Yarışmayı Kazanan Proje Maketi

1995 yılında 1/5000 ölçekli nazım imar planında yapılan değişiklikle alanın kullanım kararı olan C bölgesi yerine 1. ve 2. derece metropoliten aktivite merkezi (M) olarak değiştirilmesi sonucunda yarışmadan elde edilen mimari projenin uygulanma şansı kalmamıştır.

1997 yılına gelindiğinde ise İBB Encümeni tarafından hazırlanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile pazarlık daveti ilan edilmiştir. İki şirket tarafından kurulan ortaklık ile İBB arasında alanın %12’si belediyeye, %88’i ortaklığa bırakılacak şekilde protokol imzalanmıştır. Yapılan protokole göre alan üzerine ortaklık tarafından konferans salonu, tiyatro salonu, sinema salonları, sergi salonları, katlı otopark, ticaret merkezi, otel ve turizm merkezi, alışveriş merkezi, mağaza kullanımlarının olduğu Dünya Ticaret Merkezi (DTM) içinde İBB’ye ait bölümler bila bedel yapılarak teslim edilmesi öngörülmüştür (Şekil 8).

Ayrıca yine protokole göre, nakit 1.701.000.000.000 TL bedelin ödenmesi ve ilave olarak Kahramanlar’da 35.000 m² inşaat alanlı katlı otoparkın 15 yıl süreyle işletmek şartıyla iki yıl içinde bedelsiz yapılarak İBB’ye teslim edilmesi planlanmıştır. Bu iki şart ortaklık tarafından yerine getirilmiş, katlı otopark 2015 yılında İBB’ye devredilmiştir. Bu protokol hükümleri 2. yarışma projesinin de devreden çıkarılması ve ortaklığın yeni bir proje hazırlamasının yolunu açmıştır.

Şekil 8: 1998 Yılında Hazırlanan Dünya Ticaret Merkezi Proje Maketi

Sözleşmenin imzalanmasını takiben, 1998 yılında ortaklık tarafından gerekli projeler hazırlanarak İBB tarafından düzenlenen inşaat ruhsatı ile inşaata başlanmıştır. Konak Belediyesi inşaat ruhsatının düzenlenmesinden 2 ay sonra imar planını onaylamıştır. Bu süreçte plan değişikliği, arsa satışı ve inşaat ruhsatlarının iptali istemiyle açılan dava sonucunda İzmir 3üncü İdare Mahkemesi imar planlarına aykırılık sebebiyle 1999 yılında yürütmenin (inşaatın) durdurulmasına karar vermiştir. İBB ve Konak Belediyesi tarafından imar planları yenilenmiş fakat yargı kararlarıyla imar planları iptal edilmiş ve alanın plansız olması nedeniyle inşaat tamamen durdurulmuştur. İmzalanan sözleşmede, inşaat süresi 360 gün olarak belirtilmesine ve inşaat belirtilen sürede bitmemiş olmasına karşın, sözleşme İBB tarafından feshedilmediği gibi 1999 yılında yine yerel yönetim seçimlerine 1 ay kala alanın mülkiyeti yasal olmayan bir inşaat ruhsatı ve yasal olmayan bir inşaat projesi referans alınarak kat irtifakı üzerinden tapuda ortaklığa devredilmiştir. Normal koşullarda kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde bina tamamlandıktan sonra tapu devir işlemleri yapılması esastır. Özellikle de yerel seçimlere bir ay kala bu işlemin yapılması kamuoyunda alanla ilgili soru işaretlerinin artmasına yol açmıştır.

2000’li yıllara gelindiğinde inşaat tamamen durmuş, yeni bir yönetim işbaşına gelmiştir. Alanda, 2000’lerden günümüze yaşananlar ve geleceğe dönük olası senaryolar “Günümüzden Geleceğe Basmane Çukuru-2” başlığı ile ele alınacaktır.

Kaynakça


[1] 15.11.1983/18222 sayılı Resmi Gazete

[2] 10.05.1984/18397 sayılı Resmi Gazete

[3] 05.09.1985/18859 sayılı Resmi Gazete

Post a Comment