Avrupa Birliği’nin Ütopyası: Yeşil Anlaşma (The European Green Deal)
Hakkı Gökhan ELÜSTÜN
Uzman
Yeşil Büyüme Politikaları Birimi
gokhan.elustun@izka.org.tr
İklim değişikliği ve çevresel bozulmalar gün geçtikçe şiddetini artırmakta, tüm dünya için olduğu kadar Avrupa için de varoluşsal bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Fosil yakıtlara olan bağımlılık, daha az maliyetle daha fazla üretim yapmak için yok olma noktasına getirilen doğal kaynaklar, azalan ormanlar ve kirletilen okyanuslar, gezegendeki sekiz milyon türün bir milyonunu kaybolma riski ile karşı karşıya getirmiştir. [1]
Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun yeni başkanı Ursula von der Leyen’in Avrupa’nın “Ay’a insan gönderme” projesi olarak tanımladığı, Avrupalı Yeşil Anlaşma [2] (The European Green Deal) ise, tüm bu değişim ve bozulmalara bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. AB’nin yeni büyüme stratejisi olarak da tanımlanan Yeşil Anlaşma; enerji, sanayi, ulaşım ve tarım gibi alanlarda hayata geçirilecek programlarla, 2050 yılında Avrupa’yı iklim dostu, karbon nötr (sıfır emisyon) bir kıta haline getirmeyi hedeflerken, modern, kaynak verimli ve rekabetçi bir ekonomiyle AB’yi adil ve müreffeh bir topluma dönüştürmeyi de öngörmektedir. Bu kapsamda, hedefe giden yolda yapılacaklar temelde 10 başlık altında incelenebilir. [3]
Karbon Nötr Bir Avrupa: Yeşil Anlaşmanın temel hedefi olarak adlandırabilir. Amaç 2050 yılında Avrupa çapında sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmaktır. İlk adım ise, yeni bir Avrupa İklim Yasası oluşturmak ve en kısa sürede yürürlüğe sokmaktır. Ayrıca, Avrupa’nın 1990 yılı sera gazı emisyon değeri referans alındığında, daha önce 2030 yılı için öngörülmüş %40 emisyon azaltma hedefi ise %50-55 bandına yükseltilmiştir.
AB Komisyonu tüm yasa ve düzenlemeleri gözden geçirerek Yeşil Anlaşma hedefleri ile uyumlu hale getirmeyi planlamaktadır. Bu kapsamda, ilk olarak Yenilenebilir Enerji Direktifi ve Enerji Verimliliği Direktifi ile başlanacak, aynı zamanda Emisyon Ticareti Direktifi ve Çaba Paylaşımı Yönetmeliği de gözden geçirilecektir. Söz konusu düzenlemelerin Mart 2021’de Avrupa Birliği Parlamentosu’na sunulması öngörülmektedir. Elektrik, gaz ve ısıtma sektörlerini “tek bir sistemde” bir araya getiren “Akıllı Sektör Entegrasyon” planının ise 2020 içinde Komisyona sunulması beklenmektedir.
Döngüsel Ekonomi: Yeni döngüsel ekonomi aksiyon planı [4] hazırlanacaktır. Bu plan daha az ham madde ile ürünlerin yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir olmasını içeren sürdürülebilir bir ürün politikasını temel alacaktır. Pillerin yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir hale getirilmesi ise, ilk adım olarak görülmektedir.
Çelik, çimento ve tekstil gibi karbon yoğun endüstriler de yeni döngüsel ekonomi planı kapsamında öncelik verilecek sektörler olarak ön plana çıkmaktadır. AB yetkilileri, önemli bir diğer hedefin de 2030 yılına kadar hidrojen kullanarak temiz çelik yapımına hazırlanmak olduğunu söylemektedir. 2050 yılında temiz sanayi isteniyorsa, tüm yatırımların en geç 2030 yılında hayata geçirilmesinin gerektiği ifade edilmektedir.
Bina Yenileme: AB’nin toplam enerji tüketiminin %40’ı binalarda bulunan eski tip kazanlar ile ısıtıcılardan kaynaklanmakta ve bu da onları Avrupa’daki küresel ısınma emisyonlarına katkıda bulunan en önemli aktörlerden biri yapmaktadır. Bu kapsamda, binaların enerji tüketimini azaltmayı amaçlayan bina yenileme programı Yeşil Anlaşmanın amiral gemisi programlarından birisi olarak anılmaktadır. Temel amaç, şu anda yaklaşık %1 olan binaların yenileme oranını “en az iki katına veya üç katına” çıkarmaktır. Akıllı ve yeşil binalar sayesinde enerji tasarrufu sağlanacak, binaların emisyon değerleri düşürülecektir. [5]
Sıfır Kirlilik: 2050 yılına kadar havada, toprakta veya suda sıfır kirliliğin sağlanmasına yönelik önlemler alınacaktır. Bu kapsamda, zehirli atıkları çevreden bertaraf etmek için Avrupa’nın Kimyasal Stratejisi hazırlanacaktır.
Ekosistemin Korunması ve Biyoçeşitlilik: Yeni bir strateji hazırlanarak biyoçeşitlilik kaybına zemin hazırlayan itici güçlere yönelik yeni önlemler belirlenecektir. Söz konusu stratejinin sadece toprak ve sudaki biyoçeşitliliği değil aynı zamanda ormanlardaki ekosistemleri korumak için birtakım önlemler ve yol haritaları içermesi öngörülmektedir. Biyolojik çeşitliliği artırmak adına ise, ormanlara zarar vermeyecek olan yeni tarım ürünlerinin yetiştirilmesi teşvik edilecektir.
Çiftlikten Çatala: Avrupa Birliği, kimyasal böcek ilacı, gübre ve antibiyotik kullanımını azaltarak daha yeşil ve sağlıklı tarım sistemine ulaşmayı hedeflemektedir. Ayrıca Ortak Tarım Politikası kapsamında üye devletler tarafından gelecek yıl sunulacak yeni ulusal stratejik planların, Yeşil Anlaşmanın hedefleri ile uyumlu olup olmadıkları incelenecek, gerekli uyum planları yakından takip edilecektir.
Ulaşım: AB’nin, otomobiller için yeni CO2 emisyon standartlarını kabul etmesinden bir yıl sonra, otomotiv sektörü bir kez daha Komisyon’un gündeminde yer almıştır. 2021 yılı sonuna kadar 95gr CO2/km olan emisyon hedefi 2030 yılı itibariyle “sıfır emisyon” olarak güncellenmiştir. Bu kapsamda, elektrikli araçlar daha da teşvik edilecek ve 2025 yılına kadar Avrupa genelinde kamuya açık 1 milyon şarj noktası oluşturulacaktır. [6]
Ayrıca elektriğin kullanımının şu an için mümkün görünmediği havacılık, gemi ve ağır karayolu taşıtları için biyodizel ve hidrojen gibi sürdürülebilir alternatif yakıtların kullanımını sağlayacak araştırma ve çalışmalar teşvik edilecektir.
Parasal Destek: Komisyon, kimseyi geride bırakmamak amacıyla fosil yakıtlara en çok bağımlı bölgelere yardımcı olmak için Sadece Geçiş Mekanizması (Just Transition Mechanism) adını verdiği bir ekonomik desteği yürürlüğe koyacaktır. Von der Leyen, Yeşil Anlaşmayı sunarken, en savunmasız bölge ve buralardaki fosil yakıt bağımlı sektörlerden destek vermeye başlayacaklarını belirtmiş ve başlangıç olarak 100 milyar avroluk bir paket hazırladıklarını açıklamıştır. Fondan harcanan her 1 avro içinse, üye devletlerden 2 ila 3 avro katkı beklendiği vurgulanmıştır. Ayrıca AB Devlet Yardımları Yönergesi’nde birtakım değişiklikler yapılarak ulusal hükümetlerin doğrudan temiz enerji yatırımlarını desteklemesi mümkün hale getirilecektir. [7]
Ar-Ge ve Yenilik Önümüzdeki yedi yıl boyunca (2021-2027) Horizon Europe Araştırma ve İnovasyon Programının da Yeşil Anlaşmaya katkıda bulunmasına karar verilmiş ve AB araştırma fonlarının %35’i, bu yılın başlarında yapılan bir anlaşma ile iklim dostu teknolojilere tahsis edilmiştir.[8] Ayrıca Avrupa Birliği’nin “Moonshots” [9] adını vermiş olduğu araştırmalar, öngörülmüş olan çevresel hedeflere odaklanacaktır.
Dış İlişkiler: Son olarak, AB’nin diplomatik çabaları Yeşil Anlaşmayı desteklemek için seferber edilecektir. Dikkat çekici bir önlem ise, karbon sınır vergisinin uygulaması olacaktır. AB yetkilileri; Avrupa iklim konusundaki çabalarını artırırken dünyanın geri kalanının da üzerine düşen rolü oynamasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Ayrıca, AB Komisyonu 2030 yılına kadar kendisini karbon nötr bir hale getirecek tedbirleri de öncü olmak adına alacaktır.
Sonuç olarak, Yeşil Anlaşma, döngüsel ekonominin de yardımıyla kaynakların etkin kullanımını artıran, çevresel kirliği ve iklim değişikliğini durduran, biyolojik çeşitliliği koruyan bir rehber olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlaşmanın, 2050 yılında karbon-nötr bir Avrupa yaratmak için özellikle önümüzdeki 10 senelik süre zarfında Avrupa Birliği’nin alacağı her türlü karara ve düzenlemeye temel oluşturması beklenmektedir.
Kaynakça
- Euractiv 2