/  Yenilik ve Girişimcilik   /  Kentsel Tarım ve Yenilikçi Uygulamalar

Kentsel Tarım ve Yenilikçi Uygulamalar

Sinem ÖZDEMİR DURMUŞLAR
Uzman
Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birimi

sinem.durmuslar@izka.org.tr

İnsanlar tarih boyunca en temel yaşamsal ihtiyaçlardan biri olan gıdaya ulaşma gayesiyle yaşam tarzını şekillendirmiştir. Tarımsal faaliyetlerin başlamasıyla birlikte toplayıcı ve avcı göçebe hayattan yerleşik hayata geçilmiş, ilk kentler kurulmuş,  sanayi devrimiyle birlikte ise kentleşme süreci hızlanmıştır (Yenigül, 2016). Kentler endüstriyel ve ticari kurumsal yapıların yoğunlaştığı alanlar olarak şekillenirken, tarımsal faaliyetler kırsal alanda sürdürülerek kentlerin gıda ihtiyacını önemli ölçüde karşılamıştır.  Kent nüfusundaki hızlı artışa bağlı olarak 2008 yılında dünya genelinde kentlerde yaşayanların sayısı kırsalda yaşayanların sayısını geçmiştir (O’Sullivan ve diğerleri, 2019).  2018 yılı itibariyle ise dünya nüfusunun %55’i kentlerde yaşamaktadır ve 2050 yılında bu oranın %70’e ulaşacağı öngörülmektedir. Kırdan kente gerçekleşen bu hızlı göç, kentlerin tarımsal faaliyetlerin gerçekleştiği alanları kapsayacak şekilde genişlemesini beraberinde getirmiştir. Kent içerisinde ve çeperlerinde kalan tarımsal alanlarda sürdürülen, ürün işleme ve pazarlama süreçlerini kapsayan tarımsal faaliyetler “kentsel tarım” olarak adlandırılmıştır (Orsini ve diğerleri, 2020).

Kentleşme oranı yükseldikçe, nüfus yoğun bölgelerin gıda ihtiyacı tarımsal araziler üzerindeki baskıyı artırmaktadır. FAO’nun 146 ülkede gerçekleştirdiği araştırmada, az gelişmiş ülkelerde kentlerde yaşayan nüfusun %50’sinin, kırsalda yaşan nüfusun ise %43’ünün gıda güvencesinden mahrum olduğu belirlenmiştir(World Bank ve FAO, 2017). Bu noktada kentsel tarım şehirlerde taze ve sağlıklı ürünlere erişimi sağlayarak yerel gıda güvencesini sağlayan bir yaklaşım olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim Kovid-19 salgını ve tedbirler kapsamında uygulanan kısıtlamalar büyük şehirlerin global krizler karşısında ne kadar kırılgan olduğunu göstermiş, özellikle de gıda güvencesinin önemini ortaya koymuştur. Şehirlerde yaşayan insanların kendi ürünlerini üretmesi, işlemesi ve satması, gıda tedarik zincirini kısaltmakta, sürdürülebilirliğe katkı sağlamakta ve şehirlerin krizler karşısında direncini artırmaktadır.  Kentsel tarım yoluyla üretimin bir kısmının talebin yüksek olduğu bölgelere kaydırılması, gıda tedarik zincirinden kaynaklanan sera gazı emisyonunu ve mevcut tarım alanları üzerindeki baskıyı azaltmakta, daha kısa olan nakliye süreci sayesinde daha taze ve besleyici nitelikte gıda erişim sağlamaktadır(Kennard ve Bamford, 2020).

Kentsel tarım küçük çiftlikler, hobi bahçeleri, çatı gibi farklı üretim alanlarında seracılık, hidroponik ve akuaponik üretimler ve kapalı alan üretimi gibi çeşitli metodlarda, topluluk destekli tarım gibi sosyal yaklaşımlarla gerçekleştirilmektedir.  Enerji ve malzeme gereksinimine göre kentsel tarım şekil-1’de gösterilen dört temel grupta toplanmaktadır. Toprak temelli kontrolsüz ortam tarımı, çoğunlukla kent çeperlerindeki alanlarda geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilen, enerji tüketimi ve verimliliğin düşük olduğu tarımsal faaliyetlerdir. Toprak temelli kontrollü ortam tarımı, yetiştirme ortamının çeşitli şekillerde modifiye edildiği, enerji tüketimi ve verimliliğin yüksek olduğu seracılık ve bahçe bitkileri yetiştiriciliği gibi üretimleri kapsar. Yapı entegre kontrolsüz tarım, çatı bahçeleri, balkon bahçeleri gibi yapılardaki üretimleri içermekte olup ticari ya da bireysel amaçlarla gerçekleştirilir. Yapı entegre kontrollü tarım ise çatı üstü seralardan ya da tamamen kapalı alanlarda yapay aydınlatma ile gerçekleştirilen tarımsal faaliyetlerden oluşmaktadır(O’Sullivan ve diğerleri, 2019).  Genel olarak kontrollü ortam tarımında başlangıç yatırım maliyetleri, enerji tüketimi, kaynak ve ürün verimliliği yüksektir.

Şekil:1 Enerji ve malzeme gereksinimine göre kentsel tarım türleri

Kentsel tarımda arazinin pahalı ve kısıtlı olması, toprak veriminin düşük olması ve çeşitli çevresel sorunlar nedeniyle geleneksel yetiştirme tekniklerinin yanında farklı uygulamalar tercih edilmektedir. Son yıllarda kentsel tarıma yönelik yatırımların çevre kontrollü çiftliklere odaklandığı görülmektedir. Çevre kontrollü çiftlikler ile çoğunlukla çatı üstü seralarda ya da tamamen bina içerisindeki kapalı alanlarda, yapay olarak aydınlatılan bitki fabrikalarında üretim yapılabilmektedir.  Hidroponik yada aeroponik sistemleri temel alan tamamen kapalı bitki fabrikaları, teknoloji düzeyi en yüksek olan kentsel çiftliklerdir. Farklı tasarımlarla kurulan bu çiftliklerin ortak noktaları, bitkilerin tamamen kapalı alanlarda güneş ışığına ihtiyaç olmadan, düşük enerjili led aydınlatmayla yetiştirilmesidir. Enerji tüketimi düşük, fotosentez için yeterli yoğunluk ve spektral kalite sağlayan led ışıkların geliştirilmesi bu tarz işletmelerin ticari sürdürülebilirliği için bir dönüm noktası olmuştur(O’Sullivan ve diğerleri, 2019)

Şekil 2: Çevre kontrollü dikey tarım çiftliği- AeroFarms (O’Sullivan ve diğerleri, 2019)

Çevre kontrollü tarımsal üretimde ürünler aşırı iklim olaylarından etkilenmeden ve mevsimsellikten bağımsız olarak tüm yıl boyunca üretilebilmektedir. Topraksız üretim koşullarında hastalık ve yabani ot sorunu yaşanmamakta, pestisit gibi tarımsal kimyasalların kullanılmasına ihtiyaç bulunmamakta, hidroponik ve aeroponik sistemler ve çevre kontrolü sayesinde su ihtiyacı %95’e varan oranlarda azalmaktadır.  Bu sistemlerin en büyük dezavantajı yüksek yatırım maliyeti ve enerji tüketimidir. Yine de Ar-Ge çalışmaları ve teknolojik gelişmelerle birlikte bu kapsamda önemli ilerlemeler sağlanmaktadır. Özellikle kentlerdeki geri dönüşüm suyu, organik atık ve ısının bu sistemlerde değerlendirilmesine yönelik çalışmalar hem döngüsel ekonomi hem de girdi maliyetinin azaltılması açısından potansiyel taşımaktadır.

Çevre kontrollü tarımsal üretimin temel bileşenlerinden olan hidroponik sistemler seralar, çatı bahçeleri, evlerin balkonları gibi diğer tarımsal üretimlerde de kullanılabilmekte ve su tüketimi açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Hidroponik sistemlerde üretim besin çözeltisi kullanılarak topraksız olarak gerçekleştirilmekte, toprak yerine taş yünü, hindistan cevizi lifi gibi destekleyici malzemeler kullanılabilmektedir(Skar ve diğerleri, 2020). Hidroponik sistemin bir diğer türü olan akuaponik sistemlerde, hidroponik sisteme aktarılan su balıkların yetiştirildiği havuzdan sağlanmaktadır.  Balıkların atıkları içinde bulunan azotlu bileşikler bitkiler için gübre olarak kullanılarak sudan uzaklaştırılmakta ve balıklar için temiz bir ortam sağlamaktadır(Karadağ ve diğerleri, 2020).

Şekil 3: Akuaponik Sistem(Goddek ve diğerleri, 2019)

Kentsel tarım ve kırsal tarım arasında çok keskin bir ayrım bulunmamaktadır. Kırsal alanda gerçekleştirilen geleneksel tarım faaliyetleri kentsel tarımda da yer almaktadır. Aynı şekilde kentsel tarımda kullanılan teknolojilerin tümünün kırsal alanda kullanılma potansiyeli bulunmaktadır ancak gıda tedarik zincirinin kısalması, krizler karşısında şehirlerin direnç kazanabilmesi ve diğer kazanımlar açısından çevre kontrollü tarım uygulamalarının daha çok şehirlerde gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu alanda gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin sürdürülebilirlik açısından önemi tartışılmazdır. İzmir’de de hem çevre kontrollü tarım, hem de geleneksel tarımın dijitalleşmesine yönelik faaliyet gösteren firmaların varlığı umut vericidir. Özellikle ülkemizde yaşanan su kıtlığının İzmir’de çok daha şiddetli olduğu düşünüldüğünde, bu kapsamda yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının son derece önemli olduğu görülmektedir.

Kaynakça

  • O’Sulliva, C.A., Bonnett, G.D.,  McIntyre, C.L., Hochman, Z., Wasson, A.P.(2019), Strategies to improve the productivity, product diversity and profitability of urban agriculture, Agricultural Systems 174: 133–144 
  • Kennard, N., Bamford, R., (2020). Urban Agriculture: Opportunities and Challenges for Sustainable Development. 10.1007/978-3-319-69626-3_102-1.
  • Karadağ, Ş., Kasım, M. U., Kasım, R., (2020), Kapalı Bitkisel Üretim Sistemleri, UAZİMDER Uluslararası Anadolu Ziraat Mühendisliği Bilimleri Dergisi, 2(4):30-38
  • Skar, S. L. G., Pineda-Martos, R., Timpe A., Pölling B., Bohn K., Külvik, M., Delgado, C., Pedras, C. M.G., Paço, T. A., Ćujić, M., Tzortzakis, N., Chrysargyris, A., Peticila A., Alencikiene G., Monsees, H., Junge, R. (2020), Urban agriculture as a keystone contribution towards securing sustainable and healthy development for cities in the future, Blue-Green Systems, 2 (1): 1–27.
  • Yenigül, S.B, (2016), Büyükşehirlerde Tarımsal Alanların Korunmasında Kentsel Tarım ve Yerel Yönetimlerin Rolü, Megaron: 11(2):291-299
  • Orsini, F., Kahane, R., Nono-Womdim, R. et al. (2013),Urban agriculture in the developing world: a review. Agron. Sustain. Dev. 33, 695–720
  • Goddek, S., Joyce, A., Kotzen, B., Burnell, G. M., (2019), Aquaponics Food Production Systems, ISBN 978-3-030-15943-6 (eBook)
Yorum Yaz