Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporları ve Standartları
İdris DAĞHAN
Uzman
Proje Uygulama ve İzleme Birimi
idris.daghan@izka.org.tr
Birleşmiş Milletler (1987) tarafından “bugünün ihtiyaçlarını gelecek kuşakların da kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeden karşılama” şeklinde tanımlanan sürdürülebilir kalkınma kavramı, geçen yüzyılın sonlarından itibaren artan şekilde önem kazanmakta ve üzerinde daha yoğun şekilde tartışılmaktadır. Günümüzde ise özellikle küresel ısınmayla birlikte daha somut hissedilmeye başlayan çevresel etkiler sürdürülebilir kalkınma üzerinde önemle çalışılması ve uzun vadeli planlar yapılması gerektiğini ortaya çıkarmıştır.
Başta gelişmiş ülkelerde olmak üzere, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla sürdürülebilir kalkınma konusunda kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum kuruluşları gibi geniş kitleler tarafından çalışmalar ve araştırmalar yapılmakta, çeşitli plan ve politika önerileri geliştirilmektedir. Devletler, bir yandan yaptıkları uluslararası anlaşmalar vasıtasıyla sürdürülebilirliği sağlama adına küresel ölçekte önlemler almaya çalışırken diğer yandan, yasalar ve çeşitli regülasyonlarla ulusal tedbirler geliştirmektedirler. Bunun yanında, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler de faaliyet yürüttükleri alanlarda yaptıkları çalışmalarla öneriler ve çözümler geliştirmeye çalışmaktadır.
Sürdürülebilir kalkınma sürecinin en önemli aktörlerinden olan işletmelerin de özellikle çevresel boyutuyla öne çıkan sürdürülebilir kalkınma konusunda ortaya çıkan gelişmelere kayıtsız kalması mümkün olmamıştır. Toplumda hem çevresel, hem sosyal hem de ekonomik olarak yeni beklentiler ortaya çıkmış, çevre, çalışan hakları, şeffaflık ve hesap verilebilirlik gibi konularda yeni duyarlılıklar oluşmuştur. İşletmeler de sürdürülebilir kalkınma sürecine katılmak, toplum beklentilerine cevap vermek ve sorumluluk almak adına yeni stratejiler ve politikalar geliştirmektedirler.
Sürdürülebilir kalkınma sürecinde işletmeler tarafından kullanılan araçlardan biri de kurumsal sürdürülebilirlik raporlarıdır. Kurumsal sürdürülebilirlik, şirketlerde uzun vadeli değer yaratmak amacıyla, ekonomik, çevresel ve sosyal faktörlerin kurumsal yönetim ilkeleri ile birlikte şirket faaliyetlerinde ve karar mekanizmalarında dikkate alınması ve bu faktörlerle bağlantılı risklerin etkin bir biçimde yönetilmesi olarak tanımlanabilir (BİST, 2020:5). Diğer bir ifadeyle, sürdürülebilir kalkınma anlayışı, organizasyonel düzeye “kurumsal sürdürülebilirlik” ifadesiyle aktarılırken, “bir kurumun, doğrudan ve dolaylı paydaşlarının (ortaklar, çalışanlar, müşteriler, baskı grupları, toplum) ihtiyaçlarını, gelecekteki paydaşlarının ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağını tehlikeye atmadan sağlanan kalkınma” olarak da tanımlanabilir (Dyllick ve Hockerts, 2002: 131). Dolayısıyla, kurumsal sürdürülebilirlik en yalın anlatımıyla sürdürülebilir kalkınma kavramının organizasyon düzeyine indirgenmesi olarak ifade edilebilir (Dalgıç Turhan, Özen ve Albayrak, 2018). Kurumsal sürdürülebilirlik raporları ise, işletmelerin faaliyetlerini sürdürürken sürdürülebilirlik odağında yaptıkları çalışmaları ve bu çalışmaların etkilerini açıklayan, işletmelerin sürdürülebilirlik konusuna bakış açısını ve gelecek planlarını ortaya koyan raporlar olarak tanımlanabilir. Bu nedenle paydaşlarla iletişim açısından kurumsal sürdürülebilirlik raporları günümüzde oldukça kritik öneme sahip hale gelmiştir.
İşletmelerin sürdürülebilirlik uygulamalarına yer verme nedenleri arasında piyasada var olmak ve pazar payını kaybetmemek başta gelmektedir. Nitekim müşteriler sürdürülebilirlik uygulamalarında özellikle çevre konusunda duyarlı olan işletmeleri daha çok tercih etmektedir. Sürdürülebilirlik raporlaması paydaşlar için şeffaflığı, itibarın arttırılmasını, sürekli gelişme ve öğrenmeyi, ileriyi görerek düşünmeyi sağlamaktadır. Raporlamayla işletmelerin rekabet gücünü arttırmak hedeflenmiştir. Sürdürülebilirlik, risklerin yönetilmesine yardımcı olurken işletmelerin çevresel ve sosyal konulara ilişkin değerler ve prensiplere uyarak nasıl yaşanacağını göstermektedir. Aynı şekilde paydaşlar ile diyalog ve müzakere için sağlam temeller sağlamaktadır (Şahin ve Çankaya, 2018:863).
Sürdürülebilirliğin raporlanmasının işletmelere sağladığı bazı önemli katkıları şu şekilde sıralamak mümkündür. (Herzig ve Schalttegger, 2006, 302):
- Yalnızca finansal değil, çevresel ve sosyal olarak değer yaratan ürün, hizmet ve faaliyetlerin belirlenmesi,
- Rakiplere karşı kıyaslama imkânı tanıması ve rekabet üstünlüğü sağlanması,
- Marka değerini ve işletme itibarını arttırması,
- Kurumsal hesap verilebilirliğin artırılması,
- İşletme içi kontrol sağlaması ve çalışanları olumlu yönde güdülemesi.
Kurumsal sürdürülebilirlik raporlarının çeşitli uluslararası kurumlar tarafından çerçevesi çizilmiş standartları ve ilkeleri belirlenmiş çeşitleri bulunmakla birlikte bunlardan herhangi birinin kullanımı zorunlu değildir. Raporların hangi standartta ve ne şekilde hazırlanacağı işletmelerin inisiyatifinde bulunmaktadır. Fakat işletmeler bu raporları hangi standartta hazırlayacağını belirlerken kendi özel durumunu ve bazı diğer faktörleri göz önünde bulundurmak ve buna göre karar vermek durumundadır. Bunlar, işletmenin içinde bulunduğu sektör, ulusal ve uluslararası sektörel rekabet koşulları, hitap edilen pazar, raporun teması, işletme faaliyetlerinin finansal, sosyal ve çevresel etkilerinin ağırlığı ve paydaş beklentileri gibi faktörlerdir. İşletmeler sürdürülebilir kalkınmanın üç boyutu olan ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarının tamamına yönelik raporlar hazırlayabileceği bunların yalnızca bir tanesini veya iki tanesini içeren raporlar da yayınlayabilmektedir.
Günümüzde yaygın olarak kullanılan sürdürülebilirlik raporlama standartları ve rehberleri şu şekildedir:
- Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI)
- Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project – CDP)
- İklim Beyanları Standartları Kurulu (Climate Disclosure Standards Board – CDSB)
- Sürdürülebilir Muhasebe Standartları Kurulu (Sustainability Accounting Standards Board – SASB)
- İklimle İlişkili Finansal Beyanlar Görev Gücü (Task Force on Climate-Related Financial Disclosures – TCFD)
- Birleşmiş Milletler Sorumlu Yatırım İlkeleri (United Nations Principles for Responsible Investment – UNPRI)
- Kurumsal Raporlama Diyaloğu (Corporate Reporting Dialogue)
- AA1000APS Hesap Verebilirlik Prensipleri Standardı (Account Ability Principles Standard)
- Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact – UNGC)
- OECD Çokuluslu İşletmeler Rehberi (OECD MNE Guidelines)
- IFC Performans Standartları (IFC Performance Standards)
Bu standartlar arasında Global Reporting Initiative (GRI) Sürdürülebilirlik raporlaması standartları, sürdürülebilirlik raporlaması için ilk ve en çok kabul gören küresel standartlardır (BIST, 2020:53).
Global Reporting Initiative (GRI) sürdürülebilirlik raporlaması rehberleri geliştirerek sürdürülebilir küresel bir ekonomi için çalışan enternasyonal bir organizasyondur (www.globalreporting.org/information/about-gri/Pages/de fault.aspx). GRI standartlarına göre hazırlanan ve içerisinde işletmelerin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerinin değerlendirildiği bu raporlar, kurum tarafından yayınlanmakta, güvenirlilik ve yüksek şeffaflık sağlamaktadır. Mevcut en eksiksiz kılavuzlardan biri olması, çoklu paydaş katılımını içermesi ve dünya çapında tanınması GRI raporlama çerçevesinin önemli avantajları arasında yer almaktadır (Lozano ve Huisingh 2011: 101). Bununla birlikte, GRI Rehberi Deloitte, Ernst&Young, KPMG, PwC, Coopers gibi uluslararası alanda hizmet veren danışmanlık firmaları tarafından da desteklenmektedir (English ve Schooley 2014, 27).
GRI sürdürülebilirlik raporu standartları aşağıdaki kategori ve unsurları içermektedir (Saban vd., 2017:108):
GRI 1997 yılında, büyüklükleri, sektörleri veya konumlarından bağımsız olarak kuruluşlar tarafından sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında yol gösterici olacak rehberler oluşturma ve yayımlanma amacıyla kurulmuş ve ilk raporlama çerçevesini 1998 yılında yayımlamıştır. İzleyen süreçte küresel gelişmeler ve ihtiyaçlara paralel olarak raporlama çerçeveleri revize edilmiş, sırasıyla 2002 (G2), 2006 (G3), 2011 (G3.1) ve 2013 (G4) yıllarında yeni çerçeveler yayımlanmıştır (Ertan, 2018:467)
Günümüzde Mayıs 2021 itibariyle dünya genelinde 15.488 kurum tarafından 63.852 rapor yayımlanmıştır. Bu raporların 38.484 adedi ise GRI standartlarına göre hazırlanmıştır. (https://database.globalreporting.org/). Türkiye’de ise 119 kuruluş tarafından yayımlanan 395 kurumsal sürdürülebilirlik raporunun 329 tanesi GRI standartlarına uygun olarak hazırlanmıştır (https://kurumsalsurdurulebilirlik.com/).
Kurumsal sürdürülebilirlik raporlarının önemi her geçen gün artmakta ve giderek daha çok aranan bir unsur haline gelmektedir. Düzenli olarak sürdürülebilirlik raporu yayımlayan kuruluşlara yönelik piyasada olumlu algı oluşmakta ve bu durum söz konusu işletmelere itibar ve güven sağlamaktadır. Özellikle GRI standartları gibi uluslararası geçerliliğe sahip standartlara uygun olarak hazırlanan raporlar işletmelere uluslararası alanda da rekabet gücü kazandırmakta, özellikle yabancı yatırımcılar için pozitif bir algının oluşmasına katkı sağlamaktadır.
Türkiye’de yayımlanan 395 sürdürülebilirlik raporunun 329 tanesinin GRI standartlarına uygun olarak yayımlandığı göz önüne alındığında bu oranın oldukça iyi olduğu söylenebilmektedir. Fakat sürdürülebilirlik raporu yayımlayan işletme sayısının sadece 119’da kaldığı görülmektedir. Bu durum yurtiçinde sürdürülebilirliğin raporlanması konusunda henüz yaygın bir uygulama olmadığını göstermektedir. Günümüzün değişen koşulları, paydaş ve piyasa beklentisi ile sürdürülebilirliğe verilen önem göz önünde bulundurulduğunda, işletmelerin sürdürülebilirliğe daha çok yatırım yapması gerektiği ve yapılan yatırımlar ile bunların etki ve sonuçlarının özellikle uluslararası geçerliliğe sahip standartlara uygun olarak raporlanıp kamuoyu ile paylaşılması oldukça önem arz etmektedir.
Kaynakça:
- BIST, (2020). Şirketler İçin Sürdürülebilirlik Rehberi https://borsaistanbul.com/files/surdurulebilirlik-rehberi.pdf (Erişim tarihi: 02.05.2021)
- Dalgıç Turhan G., Özen T. ve Albayrak R. S. (2018). Kurumsal Sürdürülebilirlik Kavramı, Stratejik Önemi ve Sürdürülebilirlik Performansı Ölçümü: Literatür Çalışması. Ege Stratejik Araştırmalar Dergisi, Cilt:9, Sayı:1, 17-37.
- Dyllick, T., Hockerts, K., (2002). Beyon The Case For Corporate Sustainibility. Business Strategy and Environment, Volume:11, ss.130-141.
- English, M. D. ve D. K. Schooley. 2014. “The Evolution of Sustainablity Reporting”, The CPA Journal, March.
- Ertan, Y., 2018. Türkiye’de Sürdürülebilirlik Raporlaması. Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Dergisi Kasım 2018; 11(3).
- Herzig, C. and Schaltegger, S. (2006). Reporting External Accounting Frameworks and Benchmarking: Corporate Sustainability Reporting. An Overwiev. Sustainability Accounting and Reporting. (Ed: S. Schaltegger, M. Bennet and R. Burrit). Netherlands, Dordrecht: Springer, s.301-324.
- Lozano, R., Huisingh, D. (2011). “Inter-Linking Issues And Dimensions İn Sustainability Reporting”. Journal of Cleaner Production 19 (2011): 99–107
- Saban, M., Küçüker, H., Küçüker, M., (2017). Kurumsal Sürdürülebilirlik İle İlgili Raporlama Çerçeveleri Ve Sürdürülebilir Raporlamada Muhasebenin Rolü. İşletme Bilimi Dergisi (JOBS), 2017; 5(1)
- Şahin, Z,. Çankaya, F., (2018). Türkiye’de GRI Rehberine Göre Hazırlanan Sürdürülebilirlik Raporlarının İçerik Analizi, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi Aralık 2018; 20(4); 860-879.
- UNWCED (1987). Report of the World Commission on Environment and Development: Our Common Future