Bilgi Ekonomisi ve Ekonomik Büyüme
Meltem ALTINAY
Uzman
Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birimi
meltem.altinay@izka.org.tr
Bilgi, tarih boyunca toplumların zenginliğinin en önemli kaynağı olmuştur. Daha fazla ve daha nitelikli bilgiye sahip olan ve bilgiyi etkin bir siyasal, ekonomik ve sosyal örgütlenme ile doğru biçimde kullanabilen toplumlar diğerlerinin önüne geçerek daha yüksek bir refah seviyesine erişmiştir(Murat, İnam, Güzel, 2018).
Bilgi ekonomisi, teknik ve bilimsel ilerlemenin hızlandırılmış adımlarına ve hızlı eskime sürecine katkıda bulunan bilgi yoğun faaliyetlere dayalı üretim ve hizmetler olarak tanımlanmaktadır. Bilgi ekonomisinin temel bileşeni fiziksel girdiler ve doğal kaynaklardan çok zihinsel yeteneklere dayanmasıdır. Bununla beraber bilginin, Ar-Ge laboratuvarından en son müşteri ilişkilerine kadar üretimin her aşamasına, entegre edilmesi amaçlanmaktadır.
Günümüzde gelişmiş ülkelerde ekonomilerin, bilgi, bilginin üretimi ve bilginin dağılımına dayalı teknolojiler tarafından yönlendirdiğini ve bilginin ekonomi içindeki ağırlığının ön plana çıktığı görülmektedir (Powell ve Snellman, 2004).
Bilgi ekonomisini meydana getiren veya geliştiren unsurların başında bilgiyi kullanan veya geliştiren insan kaynağı ile bilgi ve iletişim teknolojileri gelmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojileri, bilginin kullanılması, yayılması ve depolanması konularında sağladığı avantajlar ile bilgiye ulaşma maliyetini düşürmüştür (Gelgeç ve Hatırlı, 2018).
Bilgiye dayalı ekonominin büyüme, rekabet gücü, yatırımların kompozisyonu ve ekonominin yapısı gibi pek çok alanda oldukça önemli yansımaları bulunmaktadır. Bu türden bir ekonomide motor rolü oynayan bilgi ve iletişim teknolojilerinin büyüme sürecine önemli katkısı olmaktadır. Saygılı’nın (2001: 211-212) da ifade ettiği üzere, bu katkılardan birincisi, bu teknolojilerin sermaye birikimine ve ikincisi ise toplam faktör verimliliğine olan katkısıdır. Bilgi ve iletişim teknolojileri, hem kendi sektörlerinde hem de bu teknolojiyi kullanan diğer sektörlerde önemli şekilde yatırım artışlarına, yol açmaktadır. Bu durum ise sermaye birikimine ve dolayısıyla büyüme hızına önemli katkıda bulunmaktadır. Benzer şekilde, bilişim ve iletişim teknolojilerine bağlı olarak ortaya çıkan toplam faktör verimliliği artışı, hem bilgi ve iletişim sektörlerinin kendi içerisinde hem de bunu kullanan sektörlerde ortaya çıkmaktadır (Kelleci, 2003).
Bilgi ekonomisi, ekonominin üretim ve tüketim yapısını yeniden yapılandırmaktadır. Bilginin üretimde kullanılması, üretim artışına sebep olarak artan verim etkisi yaratmaktadır. Yani; azalan verimler yerine, artan verimler yasası geçerlidir. Bilgi, boldur fakat bilginin kullanılmasını gerektirecek yetenek kıttır. Diğer üretim faktörleri gibi kullanıldıkça tüketilmesi mümkün değildir. Bu yüzden bilgi üretim faktörü olarak kullanılırsa verimlilikte artış sağlamak mümkündür (Gelgeç ve Hatırlı, 2018).
Tüketimdeki etkisine bakıldığı zaman bilgi ekonomisi ve teknolojik gelişmelerin ürünlerin yaşam sürelerini kısalttığı, yeni sürümlerin üretilerek piyasanın sürekli canlı tutulmaya çalışıldığı ve rekabetin giderek arttığı görülmektedir. Bununla beraber bilgi ekonomisi tüketicinin farklı model davranışlar geliştirmesine sebep olmaktadır. Tüketiciler mal ve hizmetleri daha çabuk, zaman ve mekânla sınırlı olmaksızın alabilmekte, tüketici davranışları dijital ortamlarda daha iyi analiz edilir hale gelmektedir. Ekonomi, tüketici güdümüne girmektedir. Piyasaya giriş ve çıkış engelleri azalmakta ve bilgi rekabet unsuru haline gelmektedir (Kara, 2005)
Bilgi ekonomisinin en önemli bileşeni internettir. İnternet sayesinde üreticiler ürünlerini daha kolay ve hızlı bir şekilde sunabilmekte ve tüketiciler bu ürünler hakkında daha kolay ve hızlı bilgi alabilmektedir. Buna ek olarak, bilgi ve iletişim teknolojileri, üreticilerin ürünlerini yeni pazarlara global olarak tanıtmalarını sağlayarak şirketlerin pazardaki inovasyonları değerlendirip yeni ürünler üretmesini sağlamaktadır. Böylece, bilgi ekonomisi, küreselleşme yoluyla coğrafi sınırları kaldırarak ihracat ve ithalat üzerinde etkili olarak doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ve dış ticaret hacmi artırmaktadır (Ercan, 2002).
Bilgi ekonomisinin büyüme üzerine önemli etkilerinden biri de beşeri sermayenin büyümedeki rolünün giderek artmasıdır. Bilgi ekonomisi; yeni işler, yeni meslek grupları ve işgücünün kalitesini etkileyerek istihdamı artırmakta ve istihdamın daha çok bilgi ekonomisi sektörlerine kaymasına sebep olmaktadır(Gelgeç ve Hatırlı, 2018).
Bilgi ekonomisinin 1980’li yıllarda teknolojinin gelişimiyle birlikte yer alması, yeni büyüme modellerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yeni büyüme modellerinde büyümenin itici gücü teknolojik bilgidir ve yarattığı pozitif dışsallıkla ekonomide büyümenin belirleyicisidir.
Literatür taramalarında bilgi ekonomisi ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki üzerinde yapılan çalışmalarda, bilgi ekonomisinin bilgi iletişim teknolojilerinin üretiminin olduğu ülkelerde ekonomik büyümeye etkisinin pozitif yönde olduğunu göstermektedir(Gelgeç ve Hatırlı, 2018).
Bilgi ekonomisinin büyüme üzerindeki etkileri 3 şekilde toplanabilir (Gelgeç ve Hatırlı, 2018).
- Yeni mal ve hizmetler üretimini artırarak yeni iş olanakları ve yeni meslek gruplarını ortaya çıkarması,
- Elektronik ticaretin verimliliği artırması ve teknolojinin diğer deyişle bilginin en önemli üretim faktörü haline gelmesi,
- İnternet, küreselleşme, yeni organizasyon ve yeni pazarlama yöntemleri ve teknikleriyle ekonomik verimliliği artırması,
Genel Değerlendirme
Teknolojik gelişmeye ve yüksek düzeyde beceriye sahip işgücüne, sürekli bir öğrenme sürecine vurgu yapan bilgiye dayalı ekonomiye dönüşümü gerçekleştirmekte olan firma ve ulusal ekonomiler, bu dönüşümü gerçekleştirmede gecikenlere karşı önemli bir rekabet gücü avantajına sahip olmaktadırlar. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler maliyetlerde düşüş ve verimlilikte artışa neden olduğu için bu alandaki yatırımların ülkelerin ekonomik büyümelerine katkı sağlamıştır (Kelleci, 2003).
Bilimsel ve teknik bilginin üretimini ve yayılmasını teşvik etmek, bu nedenle artan rekabet ve küreselleşme ve daha bilgiye dayalı bir ekonomiye geçiş bağlamında ulusal ekonomilerin sürdürülebilir büyümesini sağlamak için çok önemli hale gelmiştir.
Küresel rekabetin artması, gelişmiş ekonomilerin rekabetçi kalabilmek için değer zincirini yükseltmesini gerektirir ve bilgiye yatırım, sürdürülebilir ekonomik büyüme, istihdam yaratma ve iyileştirilmiş yaşam standartları için çok önemli bir faktördür.
Bilgi ekonomisine dönüşüm sadece özel sektör eli ile olamayacak, kamunun bu konuda yönlendirme ve teşviklerini gerektiren bir süreçtir. Dünyadaki ekonomilerin giderek daha fazla bilgi yoğun hale gelmesinde kamu sektörünün de rolü oldukça büyüktür. Bilgi ekonomisinin büyüme, verimlilik ve rekabet gücü gibi getirileri kendiliğinden ortaya çıkmadığı için aktif kamu müdahalesine gereksinim duyulmaktadır. Bu çerçevede başta bilişim teknolojileri olmak üzere, güçlü bir altyapının oluşturulması önem kazanmaktadır. (Ekizceleroğlu,2011)
Bu doğrultuda bilgi ekonomisine dönüşüm sürecinde kamu, özel sektör ve üniversite işbirliği büyük önem taşımakta ve her birine ayrı önemli roller düşmektedir.
Kaynakça
- Ekizceleroğlu, C., (2011), “Türkiye’de Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Yoğun Malların Dış Ticareti”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, C.30,S.1.
- Ercan, Y. N., (2000), “İçsel Büyüme Teorisi: Genel Bir Bakış, Planlama Dergisi, Özel Sayı, DPT’nin Kuruluşunun 42. Yılı.”
- Murat, D , İnam, B , Güzel, S . (2018). Relationship Between Knowledge Economy Performance Indicators And Selected Macroeconomic Variables: an Application for OECD Countries . Yönetim Bilimleri Dergisi , 15 (30)
- Gelgeç, G. Ve Hatırlı, S.A, (2018), “Bilgi Ekonomisi ve Büyüme Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C.23, S.1.
- Kara, 0., (2005), “Bilgi Ekonomisi’nin Olası Mikro Ekonomik Etkilerinin Teorik Analizi”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
- Kelleci, M.A., (2003), “Bilgi Ekonomisi, İşgücü Piyasasının Temel Aktörleri ve Eşitsizlik: Eğilimler, Roller, Fırsatlar ve Riskler”, Ekonomik Modeller ve Stratejik Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Stratejik Araştırmalar Dairesi Başkanlığı, Yayın No. DPT.2674
- Powell, W. ve Snellman, K. (2004), “The Knowledge Economy”, School of Education and Department of Sociology, Stanford University, Stanford,
- Saygılı, Ş., (2003), “Bilgi Ekonomisine Geçiş Sürecinde Türkiye Ekonomisinin Dünyadaki Konumu”, Ekonomik Modeller ve Stratejik Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Stratejik Araştırmalar Dairesi Başkanlığı, Yayın No. DPT: 2675,