/  Sürdürülebilir Kalkınma   /  Covid-19’un Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı” Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme

Covid-19’un Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı” Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme

Meltem ALTINAY
Uzman
Proje Uygulama ve İzleme
Birimi
meltem.altinay@izka.org.tr

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları tüm insanlığa hizmet etmek amacıyla sürdürülebilir kalkınma kazanımını hedefler. Belirlenen 17 amaç insani kalkınmanın birçok yanını hedef aldığı gibi çevresel öğeleri de içermektedir. Amaçların başarılması için tüm ülkelerin ortaklığı büyük önem taşımaktadır. Ancak son bir yıldır tüm dünyada etkilerini derinden yaşadığımız Covid-19 salgını küresel kalkınmanın mevcut durumunu da kökten değiştirmiştir. (Gülseven, Alharmoodi, Alshomali, Alfalasi, 2020)

2015 yılında belirlenen amaçlar ile ilgili olarak birçok ülkenin bu amaçları kendi ulusal kalkınma planlarına dâhil etmiş olması sayesinde önemli ilerlemeler elde edilmiş durumdadır. Tabi ki tüm amaçların sorunsuz ve stratejik bir şekilde uygulandığını söylemek mümkün değildir ancak bu engellerden hiç biri Covid-19 salgını kadar şoke edici olmamıştır.

Salgın, birçok amaca yönelik uygulamayı aniden kesintiye uğratmış ve bazı durumlarda, yıllar süren ilerlemeyi tersine çevirmiştir. Kriz nüfusun tüm kesimlerini, ekonominin tüm sektörlerini ve dünyanın tüm bölgelerini etkilemiştir. Salgın ile beraber birçok ülkede uygulanan sokağa çıkma yasağı, kapanma ve karantina uygulamaları beklenmedik bir ekonomik durgunluğu beraberinde getirmiştir. 2020’de dünya, kişi başına reel GSYİH’da beklenen yüzde 4,2’lik düşüşle Büyük Buhran’dan bu yana en kötü ekonomik durgunlukla karşı karşıya kalmıştır. Dünya ticaretinin yüzde 13 ila 32 oranında azalması, doğrudan yabancı yatırımın yüzde 40’a kadar gerilemesi ve düşük ve orta gelirli ülkelere yapılan transferlerin yüzde 20 düşmesi tahmin edilmektedir.(UN,2020) Birçok hane halkı üzerinde yıkıcı etkileri bulunan bu durumun kısa, orta veya uzun vadeli mi olacağı konusu ise halen belirsizliğini korumaktadır.

 

 Amaç 9 – Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında 9. Amaç “Dayanıklı altyapılar tesis etmek, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi desteklemek ve yenilikçiliği güçlendirmek” olarak belirlenmiştir. Amaç kapsamında belirlenen alt başlıklar ise şu şekilde sıralanmıştır.

9.1. Herkes için uygun fiyatlı ve eşitliğe dayalı bir erişime vurguda bulunarak ekonomik kalkınmayı ve insanların esenliğini desteklemek için bölgesel ve sınırlar arası altyapıyı kapsayan kaliteli, güvenilir, sürdürülebilir ve dayanıklı altyapıların oluşturulması

9.2. Kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmenin desteklenmesi ve 2030’a kadar sanayinin istihdam ve gayri safi yurt içi hasıla payının ulusal koşullarla uyumlu olarak önemli ölçüde artırılması ve en az gelişmiş ülkelerde bu payın iki katına çıkarılması

9.3. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde küçük ölçekli sanayi işletmelerinin ve diğer işletmelerin uygun koşullu krediyi de kapsayan finansal hizmetlere erişimlerinin ve değer zincirlerine ve piyasalara entegrasyonlarının artırılması

9.4. 2030’a kadar her ülkenin kendi kapasitesine uygun olarak harekete geçmesiyle, kaynakların daha verimli kullanımının artırılması ve temiz ve çevresel açıdan daha sağlam teknolojiler ve sanayi süreçlerinin daha çok benimsenmesi yoluyla altyapının ve güçlendirme sanayilerinin sürdürülebilir hale gelecek biçimde geliştirilmesi

9.5. Özellikle gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerde, 2030’a kadar yenilikçiliğin teşvik edilmesi ve her 1 milyon kişi içindeki araştırma-geliştirme alanında çalışan kişi sayısının, kamu araştırmalarının, özel araştırmaların ve hükümet harcamalarının önemli ölçüde artırılması yoluyla bilimsel araştırmanın geliştirilmesi ve sanayi sektörlerinin teknolojik yetkinliklerinin genişletilmesi

Bu amacın 2030 Gündemine girişi, nüfus büyüklükleri, sermaye başına gelirler, ekonomik büyüklükler ve yapılar, siyasi sistemler, kültürler açısından önemli ölçüde farklılık gösteren, ancak az gelişmiş bir sanayi sektörünün ortak özelliğini paylaşan gelişmekte olan ülkeler için önemlidir (Montes, 2017). Çünkü altyapı, üretim ve yenilik, ekonomik büyüme ve kalkınmanın kritik itici güçleridir.  

COVID-19 öncesi döneme bakıldığı zaman, 2019 yılına kadar Amaç 9’un dünya çapında tüm bölgelerde farklı oranlarda da olsa gelişme gösterdiği görülmektedir. Ancak salgınla beraber ekonomik faaliyetlerin bütün alanlarda aksaması bu amacın gelişmesine de etki etmiş durumdadır.

Kaynak: Cambridge University Press, 2020

COVID-19 salgınının Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları üzerindeki kısa dönemli etkisine bakıldığında, Amaç 9 için etkinin ‘karışık veya orta derecede olumsuz etki’ olarak nitelendirildiği görülmektedir. Etkiler şu şekilde sıralanmaktadır (Cambridge, 2020):

  • Sanayi çıktılarında azalma
  • Bazı sanayi alanlarında kamusallaştırmanın gerçekleşmesi, bazı alanların ise iflas ve kapanma ile karşı karşıya olması,
  • E-sağlık, e-eğitim, e-yönetişim ve e-ödeme için dijital teknolojilerin yaygınlık kazanması.

Kısa vadede COVID-19’un tüm dünyayı uzaktan erişime dayalı iş ve yaşam modellerine zorladığını görüyoruz. Bu süreçte bazı sektörler ve iş modellerinin başarma potansiyelinin diğerlerine göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu uzaktan çalışma modelinin hem hizmet sektöründe hem üretimde iş modellerinin yeniden ele alınması ve yapılandırılmasını hızlandıracağı beklenmektedir. Bu noktada önemli olan ise doğru araçlara ve doğru altyapıya sahip olmaktır. Özellikle bu aşamada uzaktan erişim, siber güvenlik ile bilgi iletişim teknolojileri ve dijital altyapının önemi daha da öne çıkmaktadır. (EY Türkiye,2020)

Orta ve uzun vadede bakıldığında ise, yenilikçi ve dijital üretim süreçlerinin egemenliğinin giderek artacağı ve bu imkânlara daha hızlı ulaşan ekonomiler, sektörler ve firmaların ayakta kalabileceği öngörülmektedir. Bu noktada Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesi, altyapı, üretimin yapısı ve iş gücü yetkinlikleri gibi önemli unsurlar karşımıza çıkmaktadır. (EY Türkiye,2020)

Ar-Ge ve Yenilik

COVID-19 ile arz ve talep küresel çapta büyük bir düşüş ve değişiklik yaşanmıştır. COVID-19 ile mücadelenin kritik sektörleri (medikal, ilaç, koruyucu ekipman) ve gıda tedariki dışındaki sektörlerde üretim durma seviyesine geldi. Kısa vadede üretimi durma noktasına getiren ve kısmen düşen talepten bağımsız nedenler aşağıdaki gibi değerlendirilebilir: (EY Türkiye,2020)

▪ Geleneksel üretim bantlarının, sosyal izolasyonun şekillendirdiği iş güvenliği şartlarına uygun üretime el vermiyor oluşu,

▪ Daha az personel ile üretim yapmaya imkân tanıyacak yenilikçi teknolojilerin (ileri otomasyon, IOT, AI, 3D vs.) küresel adaptasyon seviyesinin düşük olması,

▪ Hem imalat hem hizmetler tarafında uzaktan çalışma, esnek çalışma, yarı-zamanlı çalışma gibi uygulamaları çok az şirketin daha önce deneyimlemiş olması,

▪ İş modelleri, üretim süreçleri ve tedarik zincirlerinin yeterince esnek olmaması,

▪ Değişen koşullara adapte olmayı kolaylaştıracak yöntem ve modellere, araçlara daha önce yatırım yapılmamış olması,

COVID-19’un iş ve üretim modellerini bu şekilde sınaması ülkelere ve şirketlere şunu göstermektedir: “COVID-19 şimdiye kadar hiç hayal etmediğimiz bir geleceği işaret etmiyor; orta-uzun vadede yenilikçi ve dijital üretim süreçlerinin egemen olacağı geleceği hızlandırıyor ve bu dönüşümü zorunlu kılıyor.” (EY Türkiye,2020)

Etkili, verimli ve rekabet gücü yüksek iş ve üretim modelleri için ‘Ar-Ge ve Yenilikçilik Kapasitesi’ her zaman kritik unsur olarak gösterilmiştir. COVID-19 sonrası orta-uzun vadeli dönemde Ar-Ge ve Yenilikçilik Kapasitesinin üretim süreçlerindeki rolü daha da güçlenecektir. Firmalar COVID-19 ile gelen kısa vadeli şoku atlattıktan sonra kendilerini Ar-Ge ve yenilikçiliğin üretimde rekabetçiliğin temel unsur olduğu bir ekonomik düzen içinde bulacaklardır.

İçinden geçtiğimiz COVİD-19 ‘kriz’ dönemi, firmalar ve ülkeler için yenilikçiliği tetikleyen ‘en güçlü motivasyon’ olmaya adaydır. Bu motivasyonu doğru bir şekilde değerlendirebilen ülkeler krizden daha güçlü bir şekilde çıkacaktır. (EY Türkiye,2020)

Altyapı

Etkin bir altyapı üretim süreçlerinin başarısında her zaman kritik öneme sahiptir. Yeni teknolojilerin adaptasyonuyla yeni altyapılara ihtiyaç artabileceği gibi, yeni teknolojiler altyapı açığını kapatmakta da etkili olabilecektir. Hammadde temininden üretime, üretilen ürünün sevkiyatından hizmet sunumuna kadar uçtan uca tüm süreçleri yatay kesen bir bileşen olan altyapı, ülkelerin ekonomik başarısı ve gelişmişliğinin en önemli göstergelerinden biri olagelmiştir. (EY Türkiye,2020)

Bu kapsamda kamu tarafından ve kamu-özel işbirliği modelleriyle üstlenilen altyapı yatırımları, özel sektör yatırımlarını kolaylaştırmakta ve teşvik etmekte, bu sayede ülkelerin ekonomik büyümesini hızlandırmaktadır. Zira firmalar tarafından gerçekleştirilen üstyapı yatırımları, enerji ve ulaşım gibi altyapı yatırımları olmadan bir anlam ifade etmeyecektir.

Hava, kara, deniz ve raylı ulaşım imkânlarının yanı sıra sektörlerin su, elektrik ve doğalgaz gibi enerji ihtiyaçlarının karşılanabilmesi, güçlü bir altyapının varlığını mecbur kılmaktadır. Diğer taraftan etkin bir teknoloji altyapısı da, günümüz koşullarında ülkelerin ve sektörlerinin rekabet güçlerini ciddi oranda artırmaktadır. (EY Türkiye,2020)

Genel Değerlendirme

COVID-19 sonrası toparlanmanın finansmanında, organizasyonunda ve bu sürecin yönetiminde yeni fikirlere, yenilikçi yöntemlere her zamankinden daha çok ihtiyaç bulunmaktadır.  Görülen odur ki üretim dünyası salgını kontrol altına almaya çalıştığımız kısa vadede “adapte olmak”, salgının ekonomik etkilerinin ağırlaşacağı orta ve uzun vadede “dönüşmek zorunda”dır.(EY Türkiye,2020)

Bununla beraber yönetişim, “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı” başlıklı amacın nasıl işlediğini belirlemede önemli bir faktördür (Montes, 2017). COVID-19 salgını, hükümetleri mevcut politikalarını en son limitlerine ve hatta limitlerin ötesine kadar test etmiş ve bu sebeple politikalarını gözden geçirmeleri için harekete geçirmiş bulunmaktadır. COVID-19 krizinin akut aşaması sona erdiğinde, hükümetlerin ekonomik iyileşmeyi hızlandırmak, istihdam yaratmak, yoksulluğu azaltmak ve üretken yatırımı teşvik etmek için altyapıya her zamankinden daha fazla yatırım yapması gerekecektir.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına 2030 yılında tamamıyla ulaşılamasa bile belirlenen hedefler ve göstergeler izinde gitmenin küresel ve ulusal anlamda sağlayacağı faydalar ve ilerlemeler göz önünde bulundurularak; politika yapıcı ve uygulayıcılarının özel sektör işbirliğinde, yeni ekonomik faaliyetler ve geçim kaynakları sağlayan, teknoloji seçimi ve en verimli üretim ve hizmet sağlama ölçeğine ilişkin soruları ele alarak bu konularda yol gösterici ve destek olan, sürdürülebilir ve dayanıklı bir altyapı sağlayan, aynı zamanda güçlü bir yerli girişimcilik ekosistemi yaratmaya yönelik sanayi politikalarını uygulaması önem taşımaktadır.

Kaynakça

Yorum Yaz